Korku sineması Türkiye’de maalesef cin filmlerinin ötesine bir türlü geçemiyor. Hal böyle olunca sinemada farklı tatlar aramaya başlıyoruz. Farklı gözüken her şeye merak salıyoruz. 2015 yılının bir soğuk bir günün Can Evrenol bu arayışıma biraz da olsa cevap verdi. Yönetmenliğini yaptığı Baskın, özellikle belirli bir kısmını övgülere boğduğum bir filmdi. Son dakikalarını pek beğenmesem de ortaya koyduğu potansiyel gerçekten ilgi çekiciydi. Türkiye’de daha önce hiç yapılmamış Gore korku örneği sunan yönetmen için “korku sinemasının” seyrini değiştirecek kişi demiştim. Lakin sanırım bu konuda yanılmışım. Çünkü Housewife, beklediğim vizyona sahip değil.
Kısaca konusuna değinelim… Ormanın içerisinde herkesten uzak bir şekilde yaşayan bir kadının sanrılarını ve sonradan tanışacağı bir medyum sayesinde gördüklerini anlatan film, onun açıklanamazlar üzerinden yaşadığı karmaşaya ve anne olma merakına odaklanıyor. Film, sakin bir şekilde başlasa da zamanla temposunu arttırarak yönetmenin Gore sevdasıyla birleşiyor. Filmin özellikle son dakikaları Giallo filmleri tadında bir kırmızılığa sahip. Örneklendirmek gerekirsek Suspiria’ya oldukça yakın bir teması var.
Fakat bir sorun var: Filmin kapağı tatmin edici gibi dursa da içeriği sorunlu. Çünkü ortada anlatılan bir hikaye olmamakla beraber gidişat da yok. Baştan sona kadar filmde ne döndüğünü anlamak mümkün değil. Yönetmenin de bilmediği aşikar. Finalde yaşananların sebebini çözmek de mümkün değil. Baskın’a nazaran ortaya tam olarak ne anlattığı belli olmayan bir film çıkmış. Benim gibi hikayeye önem veren biri için film bir yerden sonra zor bir maceraya dönüşüyor.
Filmin ağza bile oturmayan dublajı ve dil tercihleri inanılmaz derecede yorucu. Anlatısı olmayan bir filme odaklanmayı zorlayan bir tercih. Hatta oldukça gülünç de bir tercih. Böylesine teknik bir başarısızlık akıcılığa ciddi zarar veriyor. Ama en kötüsünü sona sakladım. Normalde yönetmen sohbetlerine kalmam. Baskın sonrası bu kadar kötü bir film çıkarmasından ötürü Can Evrenol’u dinleme ihtiyacı duydum. Filmi hakkında ne diyeceğini merak ettim. Keşke dinlemeseydim. Gözümdeki Can Evrenol imgesi yerle bir oldu.
Kendi ağzıyla filmin çıkış noktasının bu olmadığını, fikirleri karalarken beklemedikleri bir noktaya geldiklerini söylemesi üzücüydü. Açık bir şekilde biz filmde bir şey anlatmıyoruz dedi. Kendisi bunu ne kadar kabul etmese de ben filmde bir çalakalem senaryo gördüm. Keza final sahnesindeki inanılmaz kan şovunun da sebebini ilk ağızdan dinlemiş oldum: Öyle istedim. Gözümdeki “korku sinemasının vizyoner ismi” olacak kişi imajı maalesef yıkıldı. Meğerse bir planı olmayan, kafasına göre takılan, önüme hangi proje gelirse yaparım diye düşünen herhangi bir yönetmenmiş kendisi. Sonuç böyle olunca Housewife’ın benim gözümdeki başarısızlığı da açıklanmış oldu.
GÖZ ATIN: Peri Ağzı Olmayan Kız
Sözün özü… Housewife, Baskın ile ciddi potansiyeli olduğunu gösteren bir yönetmenin kötü bir çalışması olmuş. Oyunculuktan senaryoya, teknikten finaline kadar her şeyiyle kötü olan filmin IMDB puanı da zaten ortada. Korkutmaz, kendini dikkatli izlettirmez, bir şey anlatmaz… Ne yaptığı belli olmayan, kafası epey karışık bir film. Maalesef bu filmi olmamış gibi saymak istiyorum. Potansiyel gördüğüm bir yönetmenden böyle bir film çıkması beni epey bir üzdü.
Yorumlar