Bütün dünya olarak çok zor bir dönemden geçiyoruz, farkındayım. Neredeyse 2 senedir pandeminin bize kazandırdığı (veya kaybettirdiği) yeni yaşam tarzımıza bir türlü adapte olamıyoruz. Sinemaların sürekli açılıp kapandığı, delicesine beklediğimiz filmlerin sürekli farklı tarihlere ötelenip sadece biz sinemaseverleri değil, sinemada film izlemeyi seven her insanı daha da mutsuz ettiği, sinemaya gitmemizin ve sosyalleşmemizin bile engellendiği bir zamana denk geldik.
Disney ve Marvel’ın ortaklaşa aldığı kararla, ”Black Widow”u eş zamanlı olarak hem sinemalarda hem de Disney+’ta vizyona sokması bütün sektörün gözünü üzerlerine dikmişti. Filmin ilk üç günlük performansı Disney+ ile 80 milyon $’a ulaşmış ama bu hasılatın büyük çoğunluğu Disney+’dan satın alımlar ile kazanılmıştı. Ardından filmin korsana gelişi insanları, sinemada veya 30 $ ödeyip Disney+’dan izleme düşüncesinden hızlıca uzaklaştırdı ve uzun zaman sonra ilk kez bir Marvel filmi düşük bir hasılat ile gişe macerasını tamamladı. Scarlett Johansson da Disney’e dava açtı zaten.
”Endgame” sonrası Marvel evreninde gelecek her filmin büyük bir sükse yaratmasını beklediğim 4. fazda ”Black Widow” kesinlikle bu faza ait olmayan, geçmiş bir hikayeye odaklanmış ve araya evrenin geleceğine hizmet edecek sadece 1-2 karakter katmıştı. Hatalarından yol yakınken geri döndüler ve ”Shang-Chi and the Legend on the Ten Rings”i eş zamanlı olarak Disney+’ta da yayınlamayı değil, önce sinemalarda, 45 gün sonrasında ise dijital platformlarında yayınlayacaklarını duyurdular. (Bütün Disney filmleri vizyona girdikten 45 gün sonra Disney+’ta yayınlanacak.)
Hal böyleyken bütün dünyanın gözü Marvel’ın, farklı kültüre sahip yeni bir süper-kahramanı tanıttığı ”Shang-Chi and the Legend on the Ten Rings”e dikildi. Paramount Stüdyoları daha filmin gişe rakamları belli olmadan ”Top Gun: Maverick”i; Kasım 2021’den Mayıs 2022’ye, ”Mission Impossible 7”ı ise Mayıs 2022’den Eylül 2022’ye erteledi. Hollywood’un filmlerini yayınlamak için oldukça çekinceli ve kararsız olduğu bu dönemde yeni filmlerini, durduğu yerde eskitiyor olması da oldukça garip.
Marvel’ın yenisi ”Shang-Chi and the Legend of the Ten Rings” için beklediğiniz küçük film algısı ve önyargılarınızı artık geride bırakabilirsiniz. Kevin Feige, Endgame sonrası 4. faz için yeni sürprizlerinin önceki filmlerden daha güçlü olacağının izlenimini çok iyi vermekle kalmayıp, önceden tanıttığı ve şimdi tanıtacağı yeni karakterler ile birlikte bizi durmaksızın akan bir eğlencenin içine sürüklüyor. Oyuncu kadrosunun harikalığı bir kenara filmin hikayesinin ve karakterlerinin, Marvel evreninin içine entegre ediliş biçimi ise oldukça ilgi çekici.
Yönetmenliğini Destin Daniel Cretton’ın yaptığı Simu Liu, Awkwafina ve usta oyuncu Tony Leung’un (In the Mood for Love, 2046, The Grandmaster) baş rollerinde yer aldığı ”Shang-Chi and the Legend of the Ten Rings”; neredeyse ölümsüz olan ve yüzyıllardır yaşayıp Marvel’ın dünya tarihine gizliden gizliye damgasını vurmuş, asırlar geçtikçe devletleri ”On Halka” adını verdiği ordusuyla devirecek operasyonlar yürüten biri haline gelmiş Leung’un Shang-Chi’nin babasını canlandırdığı Xu Wenwu, eşiyle tanıştıktan sonra eski yaşamını geride bırakmış ve bir süre mutlu bir hayat yaşamış ardından karısının ölümüyle birlikte eski hayatına geri dönerek çocukları üzerinde de baskıcı ve gaddar bir baba portresi çizmiş.
Filmimizin ve yeni kahramanımız Shang-Chi’nin hikayesi işte tam da burada başlıyor. Babasının onu daha 14 yaşındayken annesinin intikamını aldırmaya gönderdiği ve Shang-Chi’nin bu görevden sonra kaçarak Amerika’da bir vale olarak çalışıp, farklı bir yaşam tarzına sahip olduğunu görüyoruz. Ta ki seneler sonra babasının peşine adam takıp annesini geri getirmenin bir yolunu bulduğunu iddia etmesine kadar.
Filmin bu anından itibaren eksik olmayan aksiyon sahneleri, illüzyon ve büyülerle birlikte o kadar sağlıklı işleniyor ki dövüş koreografilerinin, 24 filmlik Marvel serüvenimizdeki en güzel birkaç tanesinden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Açıklandığından bu yana diğer filmler kadar bir türlü heyecanlanamadığımız ”Shang-Chi and the Legend of the Ten Rings” bize yapılmış büyük bir sürpriz.
Bu evrende geçtiğini hissettiren ve dolu dolu referanslar ve yenilikler veren film, Marvel’ın şimdiye kadarki en iyi solo hikayelerinden birini sunuyor. İlk yarının ve finalin arasındaki dev uçurum, filmin bu evren içinde veya dışında yaratmaya çalıştığı fantastik cep evreni ile birlikte çok iyi kotarılmış. Tasarımı iyi yaratıklar, ”Avatar: The Last Airbender”e benzer teması, aile filmi ve bazı yerlerde aksiyon ve macera dolu, komik mi komik bir yolculuğa dönüşmesi ise en güzel yanlarından.
Marvel ve Disney’in sinemaların geleceği açısından, özellikle para basan yegane stüdyolar olması dışında, sinema salonlarına ve bizlere karşı da büyük bir sorumluluğu var. Hata yapıp kötü bir film yapma şansları özellikle onların, kesinlikle yok. ”Shang-Chi and the Legend on the Ten Rings” ise tam olarak bunun için biçilmiş kaftan.
Yılın başından beri neredeyse her hafta bir Marvel içeriği ile çevremizin sarıldığı 2021 yılının ardından Marvel, gelecek 10 yılki planları açısından öncekinden çok daha büyük bir hikaye dağarcığına sahip olacağının sinyalleriyle hayranlarını ve seyircilerini tatmin etmeye büyük bir yemin etmiş gibi kararlı görünüyor. Zira yılda 4 dizi ve 4 film yayınlamak her stüdyonun harcı olabilecek bir şey de değil.
Kısacası yazımın başından beri anlatmak istediğim ve iyi olduğunu altını çize çize belirttiğim bu film; kesinlikle sinemada izlenmesi gereken önemli bir film ve bunun sebepleri altında sadece iyi bir film olması değil, gelecekte göreceğimiz tarihi yakın ve izlemek için sabırsız olduğumuz filmlere kavuşabilmek adına oldukça önem arz ediyor. Önemli film stüdyoları gözünü dikmiş, projeksiyonlara bakarak bir karar almanın eşiğindeler ve ”Shang-Chi: The Legend on the Ten Rings” umut vadeden iyi bir gişe performansı göstermezse filmlerini ertelemek zorunda kalacaklar.
”Eternals”, ”Spider-man: No Way Home”, gelecek diğer Disney filmleri ve örnek veremeyeceğim kadar büyük stüdyo filmleri daha, iyi bir sinema yılı ile kutsanıyoruz ve henüz ne zaman izleyeceğimiz belli olmayan onlarca film daha var. Hazırladığımız takvim ile sonbahara ve ödül sezonuna hazırlanabilir, her gün güncel olarak bu hafta veya gelecek aylarda hangi filmleri izleyeceğimizi de görebilirsiniz… Bize göründükleri kadar yakın değil bir o kadar daha uzak olabilirler.
Daha da iyi filmlerde sinemada görüşmek üzere. İyi seyirler…
Basın gösteriminde izleyip sevdiğim, merakla beklediğimiz filmleri en yakın zamanda izleyebilmemiz ve ertelenmemesi için bu konudaki önemine dikkat çektiğim “Shang-Chi and the Legend of the Ten Rings” hakkındaki yazım an itibariyle .@ArakatMag‘de yayında. https://t.co/D7czpi3Euu
— Umut (@umutheatre_) September 3, 2021
Yorumlar