Sıkı belgesel izleyicisi dışındakilerin de her yıl yakalayacağı birkaç iyi belgesel vardır. Bunlar yılın en iyi belgeselleri olur ve üzerine oldukça konuşulur. 2024’ün en iyi belgesellerinden biri olduğu düşünülen Skywalkers: A Love Story de bunlardan biri.
Skywalkers: A Love Story, yüksek binalara tırmanan ve dünyanın en yüksek noktalarından görüntüleri sosyal medyada paylaşan “çatı tırmanıcılarının” dünyasını konu alıyor. Yönetmen Jeff Zimbalist, çatı tırmanıcılarının cesaret isteyen korkutucu maceralarını olabilecek en gerçekçi şekilde gözler önüne seriyor.
Aynı Zamanda “Tırmanan” Bir Aşk Hikâyesi
Skywalkers: A Love Story, Angela Nikolau ve Ivan Beerkus isimli çok takipçili iki sosyal medya fenomenini anlatıyor. Angela ve Ivan buldukları yüksek binalara kanun dışı tırmanan ve bunu kayıt altına alan iki kişi. Belgesel ortaya koyduğu görüntülerle yükseklik korkusu olanları tedirgin edecek bir iş.
Skywalkers, sadece iki tırmanıcının görüntülerini vermiyor. Aynı zamanda bir aşk hikâyesi de anlatıyor. Angela ve Ivan, önce birbirlerinin yeteneklerini inceleyen daha sonra bir araya gelip ekip olmaya karar veren bir ikili. İkilimiz Paris’ten Bangkok’a kadar pek çok şehri geziyor ve buldukları yüksek binalara tırmanıyorlar. Zaman içerisinde birliktelikleri kaçınılmaz olarak romantik bir boyut kazanıyor. Ancak bu romantizm kısa sürüyor ve ayrılığa doğru sürükleniyorlar.
Skywalkers’ı iyi bir belgesel yapan şey iki güçlü karakterin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan çatışma. Bu ikiliyi birleştiren ve ayıran şey, ikisinin de kendinde olan yetenekleri ortaya koyması. Öyle ki Ivan iyi bir tırmanıcı, Angela ise iyi bir akrobat. Bu iki farklı özellik bir araya gelince kaçınılmaz olarak taraflar birbirine yaklaşmak ve beraber iş yapmak istiyor ama güçlü kişilikleri onları bir arada tutamayabiliyor. Bunlara ek olarak çiftimizin yaptığı tırmanışların izinsiz ve yasa dışı olması da eklenince iyiden iyiye heyecan yükseliyor. Heyecan yükseldikçe de aşk kaçınılmaz oluyor. Özellikle yasa dışı tırmanışlar belgesel boyunca korkusuz bir şekilde kayda alınıyor. Bu durum anti-sosyal bir olay ve kimsenin haberinin olmamasıyla bir dağ tırmanışını anımsatıyor.
Bu İş İçin İyi Bir İkili
Belgeselin cast ekibi sadece iki kişi: Angela ve Ivan. Bu ikili aktif sosyal medya kullanıcıları olmalarının da getirdiği özgüvenle belgesel boyunca sanki duayen iki belgeselci gibi görüntüler veriyorlar.
Belgeselin bir yerinde Ivan, 2010’un ortalarında Rusya’nın şampiyon tırmanıcısı olarak tanıtılıyor. Ivan tırmanıcılığı bir misyon olarak görüyor. Angela ise tırmanmayı daha şiirsel bir şey olarak görüyor. Angela’nın bir özelliği de Moskova’daki tek kadın tırmanıcı olması. O da bu tırmanışlarını oldukça farklı şekilde sunmayı tercih ediyor. Binlerce metre yükseklikte jimnastik pozlarını yakalayarak sosyal medyada paylaşıyor. Bu şekilde kendi tarzını yaratıyor ve dikkat çekiyor. Özellikle Angela’nın kişisel hikâyesi oldukça çetin bir hikâye. Bu yüzden yaptığı işleri tutkuyla yapmak ve kendini iyi hissetmek zorunda. Babasının yıllar önce ailesini terk etmiş olması ve annesinin depresyona girmiş olması Angela’yı bu tarz işler konusunda tetikleyen olayların başında geliyor.
Belgesel boyunca çiftimizin birçok binaya beraber tırmandıklarını ve geçimlerini de gelen sponsorluklardan karşıladıklarını görüyoruz. Özellikle Ivan geniş sosyal medya takipçi kitlesiyle iyi bir şekilde geçimini sağlayabiliyormuş ama pandemi döneminde o da ekonomik olarak gerileme yaşamış ve zorlanmaya başlamış. Belgesel de tam bu kötü ekonomiden çıkmaya başladığı zamanlardan başlıyor.
Ivan bu süreçten çıkınca her şeyi yeniden canlandırmak için cesur bir plan yapıyor. Plan Malezya’da bulunan Merdeka isimli kulenin tepesine tırmanmak. 118 katlı bu kulenin 118. katına da değil, onun da üzerinde bulunan antenin ucuna tırmanmaları gerek. Eğer tırmanırken yakalanırlarsa uzun süre hapis cezası alabilirler. Çıkmaları da yetmez, o noktada Ivan Angela’yı kucaklayacak ve Angela “kuğu” hareketi yapacak. Planın her aşaması büyük bir cesaretin çok ötesinde!
Gerçek mi Kurgu mu?
Skywalkers’da en çok sevdiğim şey hikâyenin kurgusu oldu. Belgesel 2022’de Arjantin’in Dünya Kupası’nı aldığı final maçının olduğu akşam başlıyor ve o akşamla bitiyor. Yani çiftimiz büyük tırmanışı o akşam yapmışlar. Filmin başı ve sonunun arasında da bu süreci izliyoruz. Aşkın, antrenmanın, sosyal medya paylaşımlarının, antrenman havasında geçen küçük tırmanışların tamamı gerçek mi kurgu mu ayırt edemiyoruz. Elbette gerçek ama o kadar iyi bir hikâye kurgusu var ki neredeyse kurmaca gibi izliyoruz.
Belgeselin öne çıkan ve sevdiğim özelliklerinden birisi de karakterlerin gelişimini çok iyi anlatması. Hem Ivan, hem Angela hem de ikisi birlikte çok iyi bir çizgide gelişiyorlar. Ivan’ın tırmanış için Angela’yı, Angela’nın akrobatik hareketler için Ivan’ı hazırlaması çok iyi işlenmiş. Büyük tırmanışta yer yer Angela güçsüz düşünce Ivan ona sözleriyle destek veriyor. Hatta finalde, en tepede kuğu pozu için Angela korkuyor ve yine Ivan onu cesaretlendiriyor. Yani Angela en iyi bildiği işi yapmaktan bile korkuyor ve Ivan o anda bile ona destek oluyor. Karakterler beraber gelişiyor ve derinleşiyor.
Basit Ama Etkileyici Bir Görüntü Yönetimi
Yaşanan bir hikâyenin belgeselini tam da yaşanırken çekmenin bazı kolaylıkları var. Örneğin kamerayı çoğu zaman karakterlerin başına takarak görüntü alabilirsiniz. Skywalkers, görüntülerinin çoğunu Ivan’ın başına sabitlenmiş kamerayla alıyor. Bunun sebebi de görüntü yönetmeni Renato Borrayo Serrano’nun çiftimizle beraber her yere tırmanamayacağı gerçeği. Bu baş üstü çekimler şüphesiz karakterlerle özdeşleşmemizi sağlıyor. Ama bu öyle bir özdeşleşme ki bir kulenin 118. katından aşağı bakmak zorunda kalabiliyoruz. Bu açıdan Skywalkers yer yer gerçekten tüyler ürpertici.
Görüntü yönetmeni Serrano yine de özellikle drone çekimleriyle belgesele büyüleyici görüntüler katıyor. Belgesel boyunca iyi çalışılmış çekimler var. Bazı sahneler adeta bir tablo gibi! Belgeselin iyi özelliklerinden biri de kurgusu. Çiftimizin bazen tırmanışlarından, bazen çıktıkları televizyon programlarından, bazen de dışarıdaki hayatlarından görüntüleri peş peşe verirken hikâye iyi besleniyor. Hem zamanda hem de sahneler arasında atlamalar oldukça iyi. Onun için burada kurgucu Alannah Byrnes’in adını anmadan geçmemeliyim.
Skywalkers genel olarak hem kullandığı tekniklerle hem hikâyesiyle hem de sıra dışı konusuyla iyi bir belgesel. Yılın en öne çıkan işlerinden biri. Sıkı belgesel takipçileri muhakkak yakalayacaklardır ama belgesel izlemeye mesafeli olanlara da rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir yapım.
Can Ahmet Çelik‘ın diğer yazılarına bakmak için buraya tıklayınız.
Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.
Yorumlar