
Assassin's Creed Shadows: Claws of Awaji
Assassin's Creed Shadows: Claws of Awaji, kısa süresi ve zayıf içeriği nedeniyle beklentileri karşılayamıyor.
Assassin’s Creed serisinin 14. ana oyunu olan Assassin’s Creed Shadows, Mart 2025’te oyunseverler ile buluştu. Oldukça iyi eleştiriler alan Shadows, serinin bir önceki oyunu olan Mirage‘ın açtığı yaraları kapattı. Odyssey‘den bildiğimiz keşif sisteminin kullanılması, kombat çeşitliliği, müzikler ve atmosfer ile bir Assassin’s Creed oyununa göre gayet başarılıydı. Bu kez yalnızca kültür turizmine odaklanıp bize Japonya’yı gezdirmediler, iyi de bir oyun deneyimi sundular. Çoğu oyuncu olası bir DLC‘yi heyecanla bekliyordu, çünkü Naoe’nin annesiyle ilgili hikayesi yarım kalmıştı. Claws of Awaji duyurulduğunda ben de heyecanlanan grubun içindeydim. Yeni bir silah sınıfına, haritada DLC hikayesine özel tasarlanan bir adaya dair güzel haberler alıyorduk. Gelin görün ki DLC‘yi oynadım, bitirdim ve müsaadenizle acımasızca eleştirmeye geldim.
Elin DLC’si Yılın Oyunu Ödülüne Aday Oluyor
Günümüzde DLC nasıl yapılıyor? Herhangi bir Ubisoft çalışanı bu sorunun cevabını biliyor mu acaba? Şirketler; indirilebilir içerikleri, ek paketleri, genişleme paketlerini nasıl tasarlıyor? Bir DLC ne kadar geniş çaplı olmalı? Ek paketten farkı nedir? En başa dönmek gerekirse, oyun nedir?
On sene önce CDPR, The Witcher 3: Wild Hunt için Hearts of Stone‘u çıkardı. Ardından 2016’da Blood & Wine çıktı. İkisinin oynanış süresi toplamda 40 saate yakındı. Her ikisi de hikayeleriyle, eklenen haritalarıyla ve yeni karakterleriyle muhteşem bir deneyim sundular. Ardından aynı şirketin oyunu Cyberpunk 2077, berbat bir çıkış yaptıktan sonra tüm oyun dünyasının topa tuttuğu bir oyun oldu. Ancak 2023 tarihinde çıkan Phantom Liberty DLC‘si ile tüm yorumlar olumluya döndü, hem ürün hem şirket itibar tazeledi. Hadi diyelim bunları örnek almadınız. Elden Ring DLC‘si Shadow of the Erdtree, geçen sene Yılın Oyunu Ödülü’ne aday oldu. Siz artık oyun ödüllerini de mi takip etmiyorsunuz?
Claws of Awaji bir DLC değil arkadaşlar. Assassin’s Creed serisinin son oyunlarından bildiğimiz “Haritada yeni bir bölgeye gittim. İki üç suikast, bir iki sabotaj yaptım. Derebeyini yendim ve level atladım.” mevzusu sadece. Bir tane ada yapmışlar. 3-4 tane sinematikli 6 saatlik bir yan görev eklemişler. Çok ama çok büyük ihtimalle oyun geliştirme sürecinde tasarlanan ama ana oyuna dahil edilmeyen Bo isimli silah sınıfını eklemişler. Birkaç zırh, iki büyük kale, tamam işte bitti gitti. Bir de utanmadan 25 dolar satış fiyatı belirlemişler.
Her İşleri Ters
Özene bezene DLC yaparlar (Mirage), “Bu fazla iyi oldu.” deyip ana oyun diye satarlar. “DLC yaptık, alın oynayın.” derler, sadece 5 saatlik yan görev sunarlar. Bakın ben samimi ve iyi niyetli bir iş diye Star Wars Outlaws‘u yerden yere vurmadım, hatta yer yer övdüm. Valhalla‘da yapılan hatalardan ders çıkarmışlar diye Shadows‘u öve öve bitiremedim. Öyle ya da böyle, oyun sektörünün Assassin’s Creed gibi markalara ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Fakat Ubisoft, 2 senede bir öyle tuhaf şeyler yapıyor ki, artık savunulacak bir tarafları kalmadı. Şu içeriği DLC diye satmak gerçekten rezillik.
Claws of Awaji için ortalama uzunluğu 10 saat dediler. Oyun nasıl 10 saat oluyor biliyor musunuz? Oyunun başlangıcında dünyanın en zor ölen bossu var. Karakterin yaptığı hareketler kısıtlı, öyle karşı koyması çok zor değil. İki vuruşta öldürüyor, hatta bir vuruşu tek atıyor ve bu yüzden hasar yememeniz lazım. Düşmana hasar yemeden yüzlerce -hatta belki de binlerce- kez vurmanız gerek, çünkü beyefendinin can çubuğu uçsuz bucaksız. Yani koca bir et yığınını kesmek, birkaç tekrardan nereden baksanız 40 dakika sürüyor.
Oyun, bunun üstüne “Haritaya serpiştirilen 20 generali öldür.” görevi veriyor. Yaklaşık 2-3 saat de (eğer sıkılıp keşif sistemini değiştirirseniz) bu sürüyor. Yani kıssadan hisse, koşarsanız bu paket 4-5 saat arası sürer. Hadi “Abartmadan tadında oynayayım.” derseniz ancak 6-7 saat süresi var. “Altına bakmadık taş kalmasın, belki verdiğim paraya değer.” derseniz de maksimum 10 saat oynarsınız.
Hikayeye Dair
Açık konuşmak gerekirse, Claws of Awaji‘de üzerine konuşulacak bir hikaye yok. Naoe’nin annesi ile olan macerası, daha anne ortalıkta yokken çok daha anlamlıydı. Tsuyu kızını neden bıraktı, eşini neden terk etti öğrenemedik. Hattori Hanzo ile yaşanan aşk üçgeni inanılmaz ilgi çekici bir konuyken, Hanzo ile Tsuyu’nun mesela bir tane bile diyaloğu yok. Nereye vardı, ne oldu, ne bitti? Neoe annesiyle seneler sonra ilk kez karşılaşıyor, ama bahsettiği ilk şey Yasuke. Bu şekilde harcanmasa belki de buradan çok güzel bir yan hikaye çıkabilirdi.
İşin komik tarafı, o kadar alışmışım ki bu görev sistemine, bir süre sonra bir DLC oynadığımı unuttum. Sanki aylar sonra Shadows‘u yeniden yükledim de kalan son yan görevleri bitiriyorum gibiydi. Görevin sonunda ekranda Claws of Awaji yazısı çıkınca “Aaa evet, bu bir DLC idi!” dedim. Bu arada bahsettiğim hayal kırıklığını pakete para vermemiş biri olarak yaşıyorum, bunun altını çizeyim. DLC kodu, oyunu incelememiz için bize Ubisoft tarafından verildi. Bir de 25 dolar verip oynasaydım, herhalde kafayı yerdim.
Kısacası, sakın ama sakın bu içeriğe para verme gafletine düşmeyin. Claws of Awaji, benim tükettiğim en üzerine tartışılmayacak dijital içeriktir. Hakkında söyleyebileceğim tek bir olumlu özellik bile yok. Öncelikle bu bir DLC değil, parayla satılan bir yan görev. Umuyorum ki, Ubisoft‘ta söz sahibi olan insanlar oyun oynamaya başlarlar, oyunları severler; bizimle tez vakitte empati kurmayı öğrenip oyun camiasının bugün geldiği noktayı keşfederler.
Mehmet Tezcan’ın diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.
Yorumlar