0

Son yılların iyi psikolojik gerilimlerinden, yönetmen koltuğunda Christian Tafdrup‘un oturduğu 2022 yapımı Speak No Evil, Hollywood’un yeniden çekim furyasına katılarak, yapımından henüz 2 sene geçmiş olmasına rağmen yeniden uyarlanıyor. 13 Eylül’de vizyona girecek yeni Speak No Evil‘ın, yönetmenlik koltuğuna bu sefer James Watkins‘in geçiyor. Filmin başrollerinde ise James McAvoy, Mackenzie Davis, Scott McNairy, Aisling Franciosi gibi ünlü isimler yer alıyor.

Ben Dalton ve Louise Dalton kızları Agnes ile gittikleri İtalya tatillerinde, Paddy ve Caira çiftinin doğuştan dilsiz çocukları Ant ile tanışır. Bu iki aile tatil boyunca birbiriyle iyi vakit geçirirler. Paddy ve Caira, Dalton ailesini çiftliklerinde ağırlamak için bir davette bulunurlar. Daveti kabul eden Dalton ailesinin çiftlikte yaşayacağı tecrübe gittikçe kötü bir hal alacaktır.

Bu yazı film hakkında spoiler içerebilir.

Yeniden Çekim Üzerine

Speak No Evil, 2022 yılında vizyona girdiğinde izleyenleri oldukça etkileyen bir iş olmuştu. Psikolojik gerilim unsurlarının kullanımı ve bir potada başarıyla erittiği politik bir bakışı hakim kılması ile birlikte bir aile temsili üzerinden yaptığı şeytanlaşma dilemması Speak No Evil‘ı son yılların özgün gerilimlerinden biri yapıyordu. Orijinali bu kadar iyi olunca yeniden uyarlanacak filmin ilkinin üzerine nasıl çıkabileceği ise büyük bir soru işaretiydi.

Söz konusu yeniden çekim olunca beklenen bazı şeyler var. Her şeyin yeniden çekimi olabilir. Ortaya bir vizyon koymak söz konusuysa her şey denenebilir. Ancak, Speak No Evil (2022) gibi anlatmak istediklerini zor ve dar bir çember içerisine alıp büyüten bir işin, yalnızca sonunun değiştirildiği ve bir yandan da bu değişim üzerinden “dilsiz” bırakıldığı bir versiyonu oldukça gereksiz duruyor.

James Watkins filmin yeniden çekimi hakkında şunları söylüyor;

“Orijinal filmi izleyen ve ‘Neden bu filmi yeniden çekmedi? Neden bu inanılmaz vurucu ve amansız sonu yapmadı?’ diyen insanlar olacaktır. Ancak ben, karakterlerim ve onların yolculukları açısından, onların tepkilerini ve sahip oldukları yönelimlerini takip ettiğimi düşünüyorum. Christian’ın (ilk filmin yönetmeni) filminden aldığım şey, hiciv, toplumsal kuralların keşfi ve nasıl tepki verdiğimizin incelenmesi.”

Watkins‘in hiciv ve toplumsal kurallar üzerine söylediği şeyler, bu noktada biraz içi boş kalıyor. Temelini hiciv üzerine kurmuş ve sükse yaratmış bir filmin, yeniden çekiminde dengesini sağlayamadığı “göstermelik” sığ metni, orijinal filmle karşılaştırılamayacak bir boyutta.

Aslında Hollywood’un yeniden çekimlerinin genellikle nasıl bir yapısı olduğuna senelerdir aşinayız. Bu yapıların geneli ticari bir üretim ve fabrika edasında çalışıyor. İyi tasarlanmış bir fikri alıp, çok ufak noktalarını değiştirip iyi bir oyuncu kadrosuyla ve daha büyük gözüken sahnelerle anlatma isteklerine fazlasıyla tanık oluyoruz. Bu noktada Speak No Evil, filmin çözümüne kadar neredeyse koruyan, buna bir ekleme yapmayan, birebir aynı diyaloglara sahip. Bilakis çözüm kısmının da Hollywood filtresinden geçmiş bir yapıya sahip olduğunu söylemek mümkün.

Speak No Evil (2024) Film İncelemesi Arakat MagDeğişimler

Filmin teknik açıdan işleyen yönleri kadar birçok eksiği de söz konusu. Speak No Evil‘ın (2024) müzik kullanımı ve ses tasarımı iyi duruyor. Filmin başındaki yaklaşık 30 dakikalık sessizlik tekinsizliği aktarmaya yardımcı oluyor. Oyunculuklar ise gerilim filmi için yeterli düzeyde kalıyor. James McAvoy rolünde oldukça başarılı ve hırçın duruyor.  Karakterin dengesizliğini ve gücünü neredeyse çoğu sahnede görebiliyoruz. Film, ilerleme kapasitesini ve potansiyelini de bir noktadan sonra McAvoy‘un oyunculuğuna bırakıyor. Olayların sonuna doğru ilerledikçe gerilimin arttığı bir “ev kapanı” hikayesine tanık oluyoruz.  Bu sekanslar içerisinde film, bazı sahneleri gerilimi artırmak için uzatıyor ve klişe dominosuna dönüşüyor. Sahne içerisinde kullanılan fikirlerin hepsi oldukça yavaş ve fazla yan unsurla sunuluyor.

James Watkins, yeniden çekiminde daha basit bir dili hedefliyor. Diyalogların zaman zaman sınıfsal farklılıkları ve küresel dünyanın revaçta olan dertlerini hedeflediği oluyor fakat ele aldığı noktalar ve metnin fikirleri oldukça sığ kalıyor. Uyarlamanın gerilim ve korku düzeyinin de orijinaline göre biraz aşağıya düştüğünü söylemek mümkün.

Bu film orijinalin aksine, iki ailenin de çocukları olan Ant ve Agnes üzerine daha fazla odaklanıyor. İkili ilk filmde olmayan şekilde daha çok iletişim kuruyorlar. İlk filmde sessiz bir sembol olan Ant, yeniden çekimde her şeyin anahtarı konumuna geliyor. Filme dair her şeyin çözülmesini sağlayan bu ikili ilişki, iyi bir tempo sağlıyor. Fakat film gayesini daha somut bir tarafa yönlendirdiği için bu ilişki bir noktadan sonra klişelerin tuzağına düşmek zorunda kalıyor.

Speak No Evil (2024) Film İncelemesi Arakat MagAldatma ve Aile Kavramı

Filmin orijinaline göre daha derinlemesine işlediği bir konu da evlilik ve bunun üzerinden oluşan dürüstlük kavramı oluyor. Louise ve Ben’in orijinal filmden daha fazla soruna sahip bir çift olduğunu görüyoruz. Gerilimin yüksek olduğu bir sahnede Louise, beklenmedik bir şekilde itirafta bulunuyor; Ben ile Londra’ya döndüklerinde ayrılık aşamasını düşüneceğini söylüyor. Louise’in zamanında Ben’i aldatması üzerine yaşanan konuşmalar ve Paddy ile Ciara’yı kıskanma durumu, ikilinin ilişki dinamiğini ilk filme göre daha fazla etkiliyor.

Film, bu ikili ilişkiyi daha ön plana çıkarırken, Ben’in ailesini aslında fazla sevmemesini de vurgulamaya çalışıyor. Paddy bir sahnede, Ben’e ailesini sevmemesi hakkında söylemde bulunuyor. “Tüm bunları senin sayende yapıyorum, çünkü izin veriyorsunuz.” Ailesini tam olarak sahiplenemeyen ve karar alma konusunda Louise kadar etkili olamayan Ben, hikayede daha geri planda kalıyor. Bu sahnelerde Louise, zıt bir şekilde daha aktif bir rol oynuyor.

Speak No Evil (2024) Film İncelemesi Arakat MagReferanslar ve Son Sözler

Yeni Speak No Evil uyarlamasının içerisinde bazı göndermeler bulmak mevcut. Paddy’nin filmin sonuna doğru dönüştüğü kişilik Stanley Kubrick‘in efsanevi gerilimi The Shining‘deki (1980) Jack Torrence’a oldukça benziyor. Hatta kült filmin “Here’s Jonny” sahnesine benzer bir sahneye tanık oluyoruz. Filmin içerisinde Sam Packinpah‘ın yönettiği ve Dustin Hoffman‘ın başrolünde olduğu Straw Dogs (1971) göndermeleri de göze çarpıyor.

Speak No Evil orijinal filmin esaslarını bir yeniden çevrim başlığının altına sığınarak tamamen yineleyen, anlatımını metin olarak farklılık katmadan daha vasata indirgeyen bir film. James Watkins, birçok şey vadeden bir anlatıyı çok klişe bir Hollywood filmine dönüştürüyor. Özgün bir fikir, yerini dilsiz bir gösteriye bırakıyor. Başta James McAvoy‘u izlemek oldukça keyifli fakat ne yapacağını ve başına ne geleceğini tahmin etmek bir o kadar keyifsiz.

İlgili İçerik:

Filmin başrolü James McAvoy ile gerçekleştirilen röportajı okuyun.

Ahmet Duvan‘ın diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Rebel Ridge: Telaşsız Bir Aksiyon Filmi

Skincare: Rekabetin Karanlık Yüzü

Ahmet Duvan

Speak No Evil Filminin Başrol Oyuncusu James McAvoy ile Röportaj!

Previous article

Ankara Film Festivali Hikayesini Bekliyor!

Next article

Yorumlar

Yorumlar kapatıldı.

You may also like