Yaparsan Suçlusun… Yapmazsan da: BAC Nord

Fransız yönetmen Cedric Jimenez‘in BAC Nord dışında 3 filmi ve yapım aşamasında olan 1 filmi daha var. Yönetmenlik tarzı ilgi çekici olsa dahi hala çok eksiğinin bulunduğunu düşünüyorum. Kendini geliştirmeye devam ederek, eksiklerini kapatacağına ve en sonunda başyapıt diyebileceğimiz bir filme imza atacağı inancındayım. Senaryo kısmında ise Cedric dışında, geçtiğimiz haftalarda Venedik Film Festivali’nden L’evenement filmi ile en iyi film ödülünü kazanan yönetmen Audrej Diwen var.

2020 yılında vizyona girmesi beklenen BAC Nord, dünyayı vuran korona salgını yüzünden ertelenmişti. İlk gösterimini ise Cannes 2021’de yarışma dışı bölümünde yaptı. İlk gösterimi sonrası yayın hakları Netflix tarafından satın alınan BAC Nord, 17 Eylül günü ise tüm dünya ile aynı anda yayınlandı.
BAC Nord, şehirlerinin suç oranındaki artışını izleyen lider Greg (Lellouche), baba adayı Yass (Karim Leklou) ve rahat Antoine (Francois Civil) olmak üzere üç polisten oluşan bir ekibe odaklanıyor. İtiraf etmem gerekirse bu filmdeki oyuncuların hiçbirini tanımıyordum ama baştan sona kadar film boyunca gözlerimi ekrandan hiç ayırmadan, oyuncuların harika performanslarına tanık oldum. Üç aktör arasındaki uyum tartışılmaksızın BAC Nord‘un en güçlü yanı olarak ön plana çıkıyor.

Filmin hikayesi, Marsilya’nın BAC suç birimindeki uyuşturucu hırsızlığı ve haraç suçlamaları nedeniyle birkaç tutuklamanın yapıldığı 2012 olayına dayanıyor. BAC Nord‘un ilk yarısı, Greg, Yass ve Antoine’ın hem iş başında hem de iş dışında paylaştığı yakın bağa tanık olurken, polis ve haydutlar arasında gidip gelen suça dayalı hikayesini dengeleyen yoğun bir aksiyona da tanık oluyoruz. İkinci yarısı ile BAC Nord bir aksiyon-gerilim filminden bir karakter dramasına dönüşüyor. Lellouche özelikle bu sahnelerde Greg’in düştüğü durumları bize gerçekten kusursuza yakın bir performans ile aktarıyor.

Baş aktörlerin hepsinin ne kadar iyi olduğundan birkaç paragraf önce bahsetmiştim. Maalesef yardımcı oyuncu kadrosun da aynı performansı bulamadım. Buna Yass’ın destekleyici eşi Nora rolündeki Adele Exarchopoulos da dahil. İlginç bir şekilde geleneksel bir kötü adam olmayan bir suç filmi- kötü bir gangster ya da manyak bir uyuşturucu lordu yok. Karakterler ile birlikte asıl kötülerin kim olduğunu siz de filmi izlerken öğreneceksiniz.

Cédric Jimenez‘in filmi, polis ekipleri ve diğer söylentileri içeren çok sayıda Amerikan filmi izleyen insanların anında aşina olacağı oldukça kuru ve basit bir anlatım yoluyla filmi izlettiriyor. Film aynı zamanda Fransız meslektaşı Ladj Ly‘nin Oscar adayı olan 2019 filmi Les Misérables ve Brezilya suç filmi Elite Squad’tan (2007) yararlanırken, hollywoodlaştırılmış yapı filmin daha derin bir anlamı olmasını engelliyor. Film hiçbir zaman derinlere dalmak için hevesli değil. Uyuşturucu baskınları, aksiyonu ve adrenalini yükseltmeye yardımcı olsa da, güçlü bir görüş ve net bir siyasi duruş sergilemekten kaçınıyor. Anlatmak istediklerini sadece yüzeysel gösterip geçiyor ve hiçbir şeye net bir eleştiri yapmadan sonlanıyor.

BAC Nord; iyi bir prodüksiyon değerine sahip olmasına, oldukça otantik bir atmosfer yaratmayı başarmasına rağmen ne yazık ki derinlikten yoksun. Sadece bir hikâye anlatıyor ve aksiyon sahneleri ile bunu destekleyebiliyor. Filmin sonunda kaçan potansiyele üzülüp, filmde çalan şarkıları dinlemeye gidiyoruz.