By 
A Quiet Place: The Road Ahead, tıpkı film serisinde olduğu gibi sessizlik üzerine kurularak gerilimin had safhada olduğu bir oynanış sunuyor.
Stormind Games tarafından geliştirilen ve Saber Interactive tarafından dağıtılan A Quiet Place: The Road Ahead, aynı adlı film evreninin içinde geçen ve orijinal bir hikaye sunan bir survival horror oyunu olarak karşımıza çıkıyor. 17 Ekim 2024’te PC, PlayStation 5 ve Xbox Series S/X için çıkan oyun FPS oynanışıyla oyuncuyu karakterle özdeşleştirerek etkili ve gerilim dolu bir deneyim sunuyor. AAA bir firma olmayan Stormind Games’in geçmişte de düşük bütçeli korku oyunları yaptığı gözüküyor ve atmosfer ve hissiyattaki başarısına rağmen zayıf kısımlarından A Quiet Place‘in de büyük bir firma tarafından yapılmadığı belli oluyor. Dağıtımcısı Saber Interactive’in ise oyuncuyla etkileşimin fazla olduğu orijinal oyunlara ağırlık verdiği ve hatta bir başka beklenen survival horror oyunu Jurassic Park: Survival‘ın da dağıtımcısı olduğu gözüküyor. Umarız A Quiet Place sonrası daha gelişmiş bir oyun sunmayı başarırlar.
Sese duyarlı uzaylılar dünyayı istila etmişlerdir ve hayatta kalmanın tek yolu sessiz olmaktır. Alex, bu distopik kabusun içine sıkışmış, hayatta kalmaya çalışan insanlardan biridir. Ancak hem astım hastası oluşu hem de hamileliğini öğrenişiyle her şey onun için daha da zorlaşır. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi yaşadığı bölgedeki insanlarla yaşadığı huzursuzluk sonrası güvenli alanını yitirir ve bir başına babasına ulaşmak için yollara düşer. Çıt çıkarmadan dağ tepe aşıp babasını bulması gerekmektedir.
A Quiet Place: The Road Ahead‘i, Saber Interactive’in sağladığı inceleme kodu ile deneyim etme fırsatımız oldu. Kendilerine sağladıkları imkandan dolayı teşekkür ederiz.
Bildiğimiz Hikayenin İçine Girmek
A Quiet Place: The Road Ahead, uyarlandığı serideki filmlerden farklı bir hikaye sunuyor olsa da aynı evrende geçtiği için ve ana mesele sessiz kalıp hayatta kalmak olduğu için çok da yeni bir şey sunmuyor. Fakat filmlerdeki elementleri düzgün bir biçimde bir araya getiriyor ve oyuna yediriyor. Karakterimizin hamile olması direkt olarak ilk filmdeki (A Quiet Place, 2018) karakterin gebeliğini akla getiriyor ancak neyse ki oyun boyunca gebelik sancısı veya doğum süreciyle uğraşmıyoruz, yalnızca karakterin derinliği ve gelişimi için hikayeye dahil ediliyor. Bizi asıl uğraştıran ise karakterin astım hastası oluşu oluyor. Bu da serinin son filmindeki (A Quiet Place: Day One, 2024) ana karakterin ilaçları olmayınca fenalaşmasını referans noktası olarak hatırlatıyor.
Karakter bir yerlerden atlayıp zıplarken, fazla ses çıkarınca veya uzaylıyla burun buruna gelince astım krizine giriyor ve rahatça oynamaya devam etmek için astım ilacını alması gerekiyor. Tabii oyunun zorluk seviyelerine göre krizinin seviyesi ve ilacı bulabilme sıklığı değişiyor. Fakat bu durum her türlü oyunun gerilim dozunu ciddi oranda artırıyor. Ayrıca oyundaki karakterin tasarladığı ses seviyesi ölçer alet de serinin ikinci filminin (A Quiet Place Part II, 2020) sonunda tasarlanan aleti anımsatıyor, çıkış noktası olduğu düşünülüyor. Oyunun hikayesi genel anlamda farklı karanlık ve ıssız mekanlarda sessizce ilerlemekle geçiyor ancak oyunu güçlü tutan zaten bu mekanlarda tek başına uzaylılara yem olmadan ilerlemeye çalışmak oluyor. Hikayesi yerine duruma, atmosfere ve gerilime ağırlık veren bir film gibi düşünülebilir. Tabii daha iyi bir hikayeye sahip olsaydı yalnızca gerilime odaklanmak yerine oyuncuya verdiği keyif de daha yüksek olabilirdi.
Bütün Mesele Oynanışta
A Quiet Place: The Road Ahead‘i güçlü ve başarılı kılan, bütün survival horror oyunlarında olduğu gibi oynanışı oluyor. FPS türündeki ve kaç, saklan, ilerle mantığındaki oynanışıyla başarılı film uyarlaması survival horror oyunlarından Alien: Isolation‘ı (2014) hatırlatıyor. Bir yerine birden fazla uzaylıdan kaçınılması ve ekstra olarak sessiz olunması gerektiği Alien‘dan ayıran ana farkları oluyor. Ancak aradaki 10 senelik farka rağmen grafiksel anlamda A Quiet Place‘in kendini çok da geliştirdiği ne yazık ki söylenemiyor.
Sessiz olmak üzerine kurulu olan oyunda karakterin yürütülme hızı ve önünü, çevresini kontrol ederek temkinli yürümesi çok büyük bir öneme sahip. Konsol oyun kolunda karakterin yavaş hareket etmesi için oyuncunun kontrol padlerini temkinli ve yavaş hareket ettirmesi gerekiyor. Ayrıca karakterin ilerlediği yollarda ses çıkaracak teneke kutular vb. cisimler olduğu için de bunlara çarpmadan ilerlemesi önem arz ediyor. Hatta ve hatta yürüdüğü yolun yapısı bile sesi etkiliyor. Yürüdüğü yerlerde sudan ve kırıkların olduğu yollardan olabildiğince kaçınılması gerekiyor.
Ayrıca Ps5 oyun kolunda çevresel sesler ve karakter ses çıkartınca yaratık sesleri duyulmaya başlanıyor. Oyun böylece gerilimi yüksek oranda artırıyor. Bütün bunlara ek olarak oyunu ekstrem bir seviyede gerçeklikle oynamak isteyenler için oyuncunun etrafındaki sesleri oyun kolundaki mikrofon ile algılayıp oyuna dahil eden bir özellik sunuluyor. Bu isteğe bağlı özellikle oyun bambaşka bir safhada daha zorlu bir oynanış ve gerilim vaat ediyor.
Gerçekçi Bir Kabus
Bütün bu gerilim dolu oynanışın ise sekteye uğradığı kısımlar da mevcut ne yazık ki. Özellikle zıplama, yerde sürünme vb. durumlarda oyunun mekanikleri çok ilkel kalıyor ve bütün deneyimi olumsuz etkiliyor. Karakter atlayacağı veya sürüneceği yere gelip X butonunu görünce ancak atlama veya sürünme işlemini gerçekleştiriyor, bu durum bütün doğallığı zedeliyor. Bir diğer durum da birçok survival horror oyunun kaderi olan çağının gerisinde kalmış grafikler oluyor. AAA bir firmadan çıkmasa da film serisinin ünü nedeniyle bu durum hikayeli oyunları sevenleri üzebilecek bir eksiklik oluyor. Özellikle karakter tasarımları ve sinematik kısımlarda belli olan grafiksel zayıflık oynanışta karanlık atmosfer ile bir nebze kendini kurtarıyor.
Film serisinin pek çok gerilim dolu sahnesinin gündüz vakti gerçekleştiği düşünüldüğünde oyunun gerilimini karanlığa yaslaması tartışılabilecek bir durum haline geliyor. Birkaç kısım dışında oyunun neredeyse tamamı karanlıkta geçiyor. Korku = karanlık klişesini beslemek yerine tıpkı filmlerinde olduğu gibi aydınlık sahnelerde aynı gerilimi sağlayabileceğini düşündürüyor. Oyun bu açıdan eksiklerini kapatmak ve güvenli sularda yüzmek için karanlık atmosferi tercih etmiş gibi gözüküyor. Tabii bir de bataryası biten el feneri olayını sonuna kadar kullanmak istediği ortaya çıkıyor.
A Quiet Place: The Road Ahead, tıpkı film serisinde olduğu gibi sessizlik üzerine kurularak gerilimin had safhada olduğu bir oynanış sunuyor. Yavaş ve dikkatli hareket etmenin önemli olduğu FPS survival horror türündeki oyun, konsol oyun kolu hoparlörlerini de devreye sokarak oyuncuyu gerçekçi bir kabusun içine sürüklüyor, oynanışıyla parlıyor. Ancak sıradan hikayesi, çağının gerisinde kalan grafikleri ve bazı hantal oyun mekanikleriyle biraz potansiyelini harcıyor gibi gözüküyor.
Buğra Mert Alkayalar‘ın diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.
Yorumlar