Yönetmenliğini Sam Raimi’nin yaptığı 2002 yapımı Spider-Man, modern süper kahramanların başlangıcı sayılabilir. Tobey Maguire’ın canlandırdığı Spider-Man 3. filmde bize veda etmiş ve yapımcılar yepyeni bir Spider-Man projesine kalkışarak Andrew Garfield’ın başrolünde olduğu Amazing’e el atmıştı. 3’leme olması planlanan film maalesef 2. filmde patlayarak perdelere veda etti. Bu sırada Marvel 2008 yapımı Iron Man ile sinema dünyasına çok sağlam bir giriş yaparak kendi sinematik dünyasını başlatmış oldu ve bu dünya bugün 16. filmi ile tam gaz devam ediyor. Fakat Marvel her zaman tartışılan filmler yaptı çünkü ilk başlarda ciddiyetini koruyarak başlattığı evrenini bitmek bilmeyen şakalar ve kareografik dövüşlerle süslemeye başlayınca filmleri artık baymaya başladı. Tabii ki bu yaklaşım kimilerinin oldukça hoşuna gitti. Aslında kendi evrenine ait olmayan Spider-Man’i Marvel’a almaya başaran yapımcılar keşke bunu yapmasalarmış. Çünkü -zaten- sıkıntılı olan filmlerinin üstüne modern süper kahramanlar döneminin en kötü filmine imza atarak bile bile lades demişler.
Açık ara yapılmış en kötü süper kahraman filmi olan Spider-Man Homecoming, ne kadar büyük ümitler vaat etmiş olsa da daha yapım aşamasında bile kötü olacağının sinyallerini veriyordu. Ön yargısı çabuk kırılan biri olmama karşın filmi yarısında terk etmemek için tek sebebim çıkışında bu yazıyı yazacak olmam ve video eleştirisini çekecek olmamızdı. Çizgi romanlarını bilmem fakat çocukluğu Spider-Man izleyerek geçen ve Spider-Man tişörtleri ile gezen biri olarak izlediğim filmde maalesef bırakın kaliteli bir iş bulmayı Spider-Man’i bile bulamadım. Çünkü filmde Spider-Man denen kişi yok. Bu kadar ağır söze karşın tabii ki bir açıklama yapmam gerek. Tek tek anlatacağım. En başta da şuna karar vermemiz gerek: Çizgi-Roman ile birebir olması mı önemli yoksa filmin kendisinin iyi olması mı önemli?
Film daha başından ters köşe yaparak bir başlangıç değil devam filmi olarak ilerliyor. Captain America filminin sonrası olarak başlayan Homecoming, Peter Parker’ın Tony Stark’tan aldığı kostüm ile mahalledeki hırsızları kovalamasıyla devam ediyor. Fakat bir şekilde büyük bir olaya karışmayı başaran Parker bu olayın izini sürmeye devam eder ve kendini Vulture’ın pençesinin karşısında bulur. Küçük olmaktan bıkan Peter Parker (buna değineceğim) Michael Keaton’ın canlandırdığı Vulture’ın hırsızlıklarına çomak sokarak görevini yapmaya çalışır ama Tony Stark kendisinin böyle işlere bulaşmasını istemez; mahallede takılıp hırsız kovalamaya devam etmesini ister.
Film daha baştan Marvel’ın komiklikleri ile başlıyor ve ilk saniyede ciddiyeti yerlere düşürüyor. Filmin neredeyse her anında, en ciddi olunacak anlarda bile şakalar patlatan film bunların güldürürse 1-2 tanesiyle ancak güldürüyor. Öyle ki, filmde yer alan aksiyon sahneleri sanki “aksiyon sahnesi de olmalı” tadında yerleştirilmiş gibi. En şaşalı olması gereken vapur sahnesi bile mantıksızlık üzerinde yüzen saçma sapan bir sahne olmuş. Fizik üzerine konuşmaların olduğu filmde böyle bir sahne pek bir ironik.
Bu kadar komiklik şakalar için “ama liseli” savunması yapılacak ki ben de zaten açık açık çocuk filmi olduğunu söyleyerek kabul ediyorum. Çünkü karakterlerin eğreltiliği bir yana derinlikleri de sıfır. Michael Keaton gibi bir aktörün bile sıfır derinlikli kötü adam olması çok üzücü. Tom Holland’ın canlandırdığı Peter Parker ise filmin en basit karakteri. Öyle ki filmde bir Spider-Man yok. Spider-Man aslında Tony Stark’ın oyuncağı. Örümcek dürtüleri olan, güçlü Spider-Man’den kıyafeti olmadan bir hiç olan, kıyafetinde bin bir türlü acayipliğin çıktığı saçma sapan bir teknoloji kırmasına dönmüş.
Amazing Spider-Man yapıldığında işte çizgi romandaki Spaydi bu denmişti. Homecoming geldi gene “işte gerçek spaydi bu” deniyor. Hatta en iyisi olduğu iddia ediliyor. Güçlü, mücadele edebilen, akıllı ve hızla giden treni durdurabilecek kadar güçlü bir Spider-Man’den sözde otobüsü tek eliyle durdurabildiğini iddia edip camı bile kıramayacak kadar Tony Stark’a muhtaç bir Spider-Man’e ulaştık. Acınası, lakayıt ve hiçbir özelliği olmayan sıfır bir kahraman. Youtube fenomeni bir spaydi. Yırtıcı bir karaktere karşı mücadele etmesine rağmen tek bir yeri yırtılmayan hatta tek çizik dahi almayan ama sürekli dayak yiyen bir Spaydi.
Aksiyon sahnelerinden müziklerine kadar kötü yapılmış olan film maalesef çocukların eğlenebileceği ama 2002 Spider-Man’ini izlemiş insanları aptal yerine koyacak türden bir iş. Daha da kötüsü film, yapılan reklamın karşılığını veremiyor. Ne kadar sevsem de Zendaya’nın MJ karakteri fazlasıyla gereksiz. Hatta kendisini postere koyma sebeplerinin genç dimağları çekmek olduğunu izleyince daha iyi anladım. Shocker’ın servis edilen set fotoğraflarını hangi setten servis ettiklerini de ayrı merak ediyorum çünkü filmde Shocker denen biri yok. CS: Go’da nick olarak Shocker ismini almış bir adamdan ötesi değil. May halaya gelecek olursak: May hala bayağı şekilde seks objesi olmuş. Varlığının sebebi belli değil, anne değil abla değil.
Sözün özü… Spider-Man izlemeye gittiğim filmde Tony Stark’ın yeni oyuncağı ile karşılaştım. Elindeki teknoloji olmadan bir hiç olan güçsüz, cılız, alakasız bir Peter Parker. Liseli demeyin, Tobey de liseliydi. Çizgi filmlerini izleyerek büyümüş biri olarak böylesine hiçbir şey yapamayan bir süper kahramanla karşılaşmak beni üzdü; üzmekten çok kızdırdı. Bağıra bağıra “çocuk” olduğunu vurgulandığı filmde ne doğru düzgün bir aksiyon var, ne bir hikaye derinliği. Sinema zevkinizden etmek istemem tabii ki ama yapılmış en kötü süper kahraman filmi olduğunu söylemem gerek. Eğlenmek için gidin diyeceğim ama sizi eğlendirebilecek kadar bile aksiyon yok. İlk yarısının zaten vasat olduğu film bana göre Marvel’ın yapılmış en kötü filmidir; aynı zamanda 2017 yılında vizyona giren en kötü filmler listesinde ilk 10’a oynar.
Yorumlar