Sezon finaline bir kala House of the Dragon kaldığı yerden devam ediyor! İşlerin artık iyice kızıştığı Westeros’ta, ejderhalar kontrolü ellerine almaya başlıyorlar. Bölümü konuşmaya geçmeden önce, yazımızın bolca spoiler içerdiğine dair sizi uyarmalıyız.
Sitemizde bölümün çıkışının hemen birkaç saat sonrasındaki yazılarımızın ardından, ertesi gün YouTube kanalımızda House of the Dragon incelemeleri yayınlıyoruz. Birkaç kişinin farklı fikirleriyle harmanlanan programımızı izlemek isterseniz, mutluluk duyarız.
Yeni Kararlar
Bölüme hiç ara vermeden, altıncı bölümün sonundan başlıyoruz. Rhaenyra, Syrax’ın sırtına atlayarak Seasmoke’un yeni binicisiyle tanışmak için yola koyuluyor. Bu sahnenin bölümün hemen başında olmasının önemi büyük aslında. Rhaenyra burada öğrendiği bilgilerle birlikte, Targaryen kanı taşıyan alt tabakaya mensup insanların ejderha binicisi olabileceği ve hatta sadık olabilecekleri gerçeğiyle yüzleşiyor. Addam’ın Rhaenyra’ya hiç zorluk çıkarmadan gönüllü bir biçimde diz çökmesi şu açıdan önemli: Hemen akabindeki sahnede Aemond’un kendisine zorla diz çöktürdüğü paralelliği görüyoruz. Anlatı bakımından, tıpkı Aegon-Rhaenyra karşılaştırılması yapıldığı gibi, bunun bir benzeri Aemond ile yapılıyor.
Daemon’un neredeyse esir kaldığı Harrenhal’a dönmek gerekirse, Alys’in merhum Grevor Tully’nin icabına bakmasının ardından artık yeni bir lordumuz var. Önceki bölümlerden de hatırlayacağımız gibi genç Oscar Tully, hanesinin başına geçmiş durumda. Her ne kadar Daemon kötü bir diplomat olsa da, Oscar Tully yaşına rağmen bu işin önemini oldukça iyi kavramış. Blackwoodlar dışında neredeyse bütün Nehirova’nın Daemon’dan nefret ediyor olması şaşırtıcı değil. Ben bu sahneleri oldukça beğendim. Her ne kadar Daemon’un hoşuna gitmese de, Oscar’ın politik zekası burada ikisini de kurtardı. Blackwoodlar’ı cezalandırmak zorunda bırakması, ileride oluşacak bir iç karmaşanın önüne geçmiş olabilir.
Her bölümde yenisi gelen rüya sahneleri için kafam biraz karışık. Bu sürecin her ne kadar uzadığını düşünsem de bitmesini de istemiyorum. Karşılaştığımız her sahne aslında bir önceki bölümde yaşanan rüyayı daha anlamlı kılıyor. Daemon üzerinden de aslında bu yönde bir karakter analizi yapabiliriz. Evet, gücü arzuluyor ama getirdiği yıkımın farkına yavaş yavaş varmaya başladı. “Buz ve Ateşin Dünyası” karakterleri için klasikleşen bir söylem vardır: “Burada siyah ya da beyaz yok, sadece gri var.” Ben bu söylemin Daemon için pek uyduğunu düşünmüyorum. Daemon basbayağı kötü bir karakter. Ama Harrenhal sahnelerinde geçirdiği değişim bunu biraz değiştirdi. Kendi karanlığından kurtularak en azından Rhaenyra ve ailesi için içsel olarak bir arınma geçiriyor.
Ejderha Tohumu Arayışı
Elinda’nın Kralın Şehri’nde yaydığı dedikodular ile birlikte Targaryen kanına sahip kişilerin Ejderhakayası’na çağırıldığını görüyoruz. Prens Jacaerys’in bu karardan rahatsız olması ise oldukça doğal ve normal. Bu konuyu iki açıdan ele almak gerekiyor aslında. İlk olarak, hiç tanımadığınız ve geçmişleri hakkında bilginiz olmayan insanlara diyarın karşı konulamaz güçlerini teslim ediyorsunuz. İkinci olarak ise veraset meselesi. Hayatı boyunca gayrimeşru olmakla suçlanan Valeryon çocuklarının neler yaşadıkları ortada. Kendilerini diyara tam anlamıyla kabul ettirememişken başka gayrimeşrulara bu gücü vermek cesurca bir karar. Ayrıca Jace’in dediği gibi, yarın öbür gün bu binicilerden bir tanesi kendisini kral ilan ederse ne olacak? Rhaenyra açısından aslında biraz günü kurtarmak için verilen bir karar gibi duruyor.
Hemen akabinde gelişen, Rhaenyra ve ejderha bakıcıları arasında geçen Valyrian dili sahnesi ise bölümdeki favorimdi. Biliyoruz ki izlediğimiz hikaye aslında Targaryen hanesinin “Tanrı” sıfatından düşerek halka yakınlaşmasını konu alıyor. Ejderhaların evren içerisinde her zaman özel bir noktada olduğunun farkındayız. Belli ki bunun en farkında olanlar ise ejderha eğitmenleri. Ejderhalar’dan bahsederken bir Tanrı’ya taparmış gibi bahsetmeleri, onları ne kadar kutsal bulduklarını kanıtlıyor. Rhaenyra’nın Vermithor’u sakinleştirdiği sahne de yine favori sahnelerimden bir tanesi oldu. Biniciler ve ejderhalar arasındaki bağın görünenden çok daha fazlasını kapsadığını biliyorduk. Bu sahne, daha önce bahsettiğim “iki bedende tek ruh” anlayışını gösteren sahnelerden bir tanesi oldu.
Gelgelelim Vermithor’un yeni binici bulmadan önce yaşattığı dehşete. Televizyon tarihine geçecek bir sahne oldu. Uzun süre akıllardan çıkmayacağı kesin diyebilirim. Gerek kamera açıları gerek yaşanan dehşeti neredeyse birinci şahıs açısıyla görmemiz, ejderha sahnesi görmek isteyenleri keyiflendirmiştir. Burada biraz evren bilgisi vermem gerekirse, Hugh’un Jaehaerys’in kızı Prenses Saera’nın oğlu olduğunu öğrendik. Kitaplarda bildiğimiz gibi, Saera’nın tıpatıp Jaehaerys’e benzeyen bir oğlu olduğunu biliyorduk; o yüzden biraz değişimler olsa da uyumlu olduğunu söyleyebilirim. Silverwing’in binici bulma sahnesi ise tıpkı yeni binicisi gibi daha rastgeleydi. Yine başka bir evren bilgisi: Bu bölümde binici bulunan iki ejderha, Kral Jaehaerys ve Kraliçe Alysanne’nin ejderhalarıydı. Bu iki ejderhanın bir zamanlar birbirlerine sarılarak uyuduklarından bile bahsedilir. Eş zamanlı binicilere sahip olmaları tatlı bir paralellik.
Kalan Detaylar
Yeşiller cephesi için pek dolu bir bölüm olduğunu söyleyemeyiz. Aldıkları tek pozitif haber Prens Daeron’un ejderhası Tessarion’un uçmaya başlaması. Alicent karakteri ise ilginç bir hal aldı. Karakterin bundan sonra aslında yapacağı pek bir şey kalmadı. Bana en mantıklı gelen Hightower’a dönerek Daeron’un yanında olması. Aegon ve Larys sahneleri ise önemliydi. Aegon’un yaralanmasının ardından aslında Larys’in onun yanında daha doğal olduğunu gözlemlemeye başladık. Bunun sebebi de açık şekilde çocukluğunda yaşadıkları. Aegon’un halinden en iyi onun anlıyor olması, ileride karakterlerin daha güçlü bir bağ kurmalarını sağlayacaktır muhtemelen.
Gelelim Velaryon cephesine. Bu bölümde artık gözümüze daha da sokulmaya başladığı gibi hanenin varisi büyük bir değişiklik olmazsa Alyn olacak. Corlys’in Addam ve Alyn ile olan arada kalmış ilişkisi ilgimi çekiyor. Kimi sevip değer verse kaybeden karakterimiz için bağ kurmak artık biraz zor denebilir. Rhaena ise vadide dolaşmaya devam ediyor. Bildiğimiz gibi kitaplarda Nettles diye bir karakter var. Bu karakterin rolünü artık Rhaena’ya verecekleri kesin diyebiliriz. Bana pek mantıksız gelmiyor, özellikle Daemon’un bu sezon geçirdiği karakter gelişimine de bakarsak, daha doğru yapılmış bir hamle olacak.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamasam da bir House of the Dragon sezonunun daha sonuna geldik. Haftaya yayınlanacak sezon finalinin ardından dizimize muhtemelen 2026 yılına kadar elveda diyeceğiz. Pek çok açıdan tartışmalarla dolu bir sezon olsa da, ben genel olarak gidişattan memnunum. Haftaya sezon finalinde görüşmek üzere!

Ali Can Bartu Sakarya‘nın tüm yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.
Yorumlar