0

Super/Man; The Christopher Reeve Story, dönemin en popüler figürü, çelik yüreği, efsanevi Clark Kent, Christopher Reeve’in hayat hikayesini anlatıyor.

Döneminin ikonik figürü olan Christopher Reeve’in,1995 yılında yaşadığı binicilik kazasında boynu ikinci omurundan kırması ve felçli kalması, tüm dünyayı şoke uğratmıştı. Bu kaza, Reeve’i pes ettiremedi; aksine, ona gerçek bir kahramanın üstlenebileceği yeni bir görev sundu. Bu kez karşısındaki düşman, kötü adam değil, umutsuzluğun ta kendisiydi. Onu yenmek için azimle ve cesaretle mücadele etmeye başladı. Engelli haklarının savunucusu, aktivist, çoğu kişi için gerçek bir Superman ve ailesini çok seven bir baba oldu. Prömiyerini Sundance Film Festivali’nde yapan belgeselin yönetmenlik koltuğunda Ian Bonhôte, Peter Ettedgui yer alıyor. Reeve’in daha önce görülmemiş özel videoları, kişisel arşivinden kesitler, üç çocuğunun özel paylaşımları, Robin Williams, Glenn Close ve Susan Sarandon gibi isimlerin röportajları ve kesitleriyle harmanlanarak anlatılıyor.

Super/Man:The Christopher Reeve Story Film İncelemesi Arakat Mag

Kaza Gelişimi ve Sağlık Sorunları

Christopher Reeve’in geçirdiği kaza tüm dünya için bir travma olmuştu. Dönemin en güçlü kahramanı, yaşadığı binicilik kazası sonrasında kalbinin iki kez durduğu, ölümle yaşam arasında ince bir çizgide kalmıştı. Matthew Reeve, babasının ayakta olduğu son anı gözleri dolarak anlatırken, kazadan sonraki süreci ve babasının yaşadığı zorlukları izleyiciye aktarıyor.

Christopher Reeve, hayata geri döndüğünde kendisini felçli ve makine haricinde nefes alamazken buluyor. Uyandığında yaşadığı acı dolu sayısız halüsinasyonu sıfıra indiren şey, eşi Dana Reeve’in ona onu ne kadar sevdiğini söylemesi oluyor. Super/Man; The Christopher Reeve Story, Christopher’ın yeniden yürümek için verdiği azimli mücadelesini iyi bir şekilde anlatıyor. Christopher, el ve ayak parmaklarıyla küçük hareketler yapmayı denese de bu çabalar istediği sonucu vermiyor. Kazanın bir yıl sonrasında, Oscar törenine tekerlekli sandalyeyle çıkarak engelli görünürlüğü için hayat değiştirici nitelikte bir ilki gerçekleştiriyor. Bu değerli görünürlük, belgeselde bizi Christopher’ın kaygılı iç dünyasına götürüyor; sahneye çıkmadan önce acaba sahnedeyken “Spazm geçirebilir miyim?” diye kendine sorduğunu öğreniyoruz. Ne yazık ki, Christopher Reeve’in geçmeyen enfeksiyonu onun 2004 yılında koma sunucu ölümüne neden oluyor.

Super/Man:The Christopher Reeve Story Film İncelemesi Arakat Mag

Superman Seçimi ve Hastalık Sonrası Kariyeri

Christopher Reeve, biricik dostu Robin Williams ile tanışmasına yol açan tiyatro okulundayken, Superman seçmelerine katılıyor. Ünlü yapımcı Pierre Spengler, projede daha önce tanınmamış bir ismi Superman olarak aradıklarını belirtiyor. Filmin yönetmeni Richard Donner, Reeve’in Superman kıyafetiyle çok terlediği için, kafasını siyah ayakkabı boyasıyla boyadığını ve çekimin böyle yapıldığını açıklıyor. Superman rolüyle ikonik bir isim olan Reeve, oyunculuğunu çeşitlendirmek istiyor. Dönem insanlarının tepkisine aldırmadan homoseksüel bir karakteri canlandırıyor. İyi bir oyuncu olduğunu ve kabiliyetlerini göstermek istiyor.

Super/Man; The Christopher Reeve Story’nin bu noktadaki aktarımı aslında bir bakıma günümüzde Andrew Garfield’in ve Tobey Maguire’ın bir dönem yaşadığı durumuna benziyor. İnsanlar, genellikle bir oyuncuyu belirli bir rolle özdeşleştirebiliyor; bu durum oyuncunun gerçek kabiliyetini gölgeleyebiliyor. Kahraman kimliğiyle tanınan birçok oyuncu bu durumu yıkmak için farklı rollere başvuruyor. Reeve de bu durumu belki de ilk deneyimleyenlerden olup, farklı denemelerde bulunuyor. Ayrıca Reeve’in geçirdiği kaza, onun kariyerini sürdürmesine engel olmuyor. Kaza sonrası yönetmen olma dileğini gerçekleştirerek 1997 yapımı In the Gloaming ile yönetmenlik koltuğuna oturuyor. Kariyerine A Step Toward Tomorrow (1996) ve Alfred Hitchcock’un kült eseri Rear Window’un 1998 yapımı uyarlamasında başrolde yer alıyor.

Super/Man:The Christopher Reeve Story Film İncelemesi Arakat Mag

Ailesi ile İlişkileri ve Robin Williams

Christopher Reeve’in babası ile ilişkisi, hayatının geri kalanında büyük bir etken oluyor. Babasının mükemmeliyetçiliği ve başarısız evlilikleri kendisinde önemli bir iz bırakıyor. Reeve, Superman rolüne seçildikten sonra bile babasının memnun olmayacağı için bir hayli endişeli olduğunu söylüyor. Açıklarken bile babasının yanında rahat nefes alamadığını söylüyor. Babasının başarısız evliliklerinden etkilenen Reeve, ilişkiye bağlanmakta zorluk yaşıyor ve bu sebeple iki çocuğunun annesi Gae Exton ile evlenmiyor. Fakat, kendisini hayatta tutan kişi olarak tanımladığı Dana Reeve ile daha sonra bir evlilik yapıyor.

Super/Man; The Christopher Reeve Story, Reeve’in kazaya kadar çocuklarıyla mesafeli ilişkisine de değiniyor. Reeve, kaza sonrasında ailesinin değerinin farkına vardığını söyleyerek çocuklarının yanında olmaya daha çok çaba gösteriyor. Eşi Dana Reeve’in günlüğünden okunan bir sayfa, Dana Reeve’in yaşadıklarının kişisel ve eşsiz bir aktarımı oluyor.

Robin Williams’a ise Super/Man; The Christopher Reeve Story içerisinde özel bir yer ayrılıyor. Tiyatro okulunda tanışan ikilinin dostlukları belgesel içerisinde adeta içimizi ısıtıyor. Williams, yaşanan kaza sonrası Christopher’ın hemen yanında olan kişilerin başında yer alıyor. Glenn Close bu dostluk hakkında: ”İnanıyorum ki Christopher yaşasaydı Robin’de hayatta olurdu.” diyor. Bu söylem dostluklarının gücünü vurgulamak için söylenmiş olsa da Robin Williams’ın ailesi için fazla yüzeysel ve saygısızca olarak görülebilir. Williams, dostunun trajik kaza gününü iyi hatırlaması için, kazanın olduğu gün her yıl parti verip bunu “hayatı takdir ettikleri” bir kutlamaya dönüştürmüş. Reeve, Williams ile paylaşımlarını; kazanın hiç anılmadığı, daima yüzünün güldüğü sohbetler olarak tanımlıyor.

İnsan Hakları ve Duyarlılığı

Christopher Reeve, yaşadığı kazanın ardından mücadelesini sadece fiziksel olarak vermiyor. Engelli bireylerin haklarını savunan aktivist bir kimliğe bürünüyor. İzleyicilerin Superman‘de gördüğü o birleştirici kahraman figürü, bu kez engelli insanların sesi ve hak savunucusu olarak hayat buluyor. Yardıma muhtaç engelli insanlar için kurduğu Christopher Reeve Vakfı, omurilik yaralanmalarından muzdarip insanlara somut yardımlar sağlayarak engelli insanlar için bir ikon olmasını sağlıyor. Reeve, kazadan sonra devletten elde ettiği destekleri ve nüfuzunu engelli topluluğu için kullanırken, kök hücre araştırmalarına da destek oluyor.

İlk yönetmenlik deneyimi “In the Gloaming” ile AIDS hastalığından muzdarip bir kişinin hikayesine yer veriyor. Demokratik Ulusal Kongre’de yaptığı konuşmada engellilerin hakları için yaptığı konuşma, belgeselde Superman’in birleşmiş milletlerde Superman IV: The Quest for Peace filminde yaptığı sahneyle paralel olarak gösteriliyor. Bu aktarım, Reeve’in kahraman olarak büründüğü kimliğin iyi bir gösterimi oluyor. Reeve’in yer aldığı “Nuveen Investments” reklamı ise kendisine yönelik eleştirilere sebep oluyor. Reklamda, Reeve’in yürüdüğünü gösteren bir bilgisayar animasyonu ile bir gün yeniden yürüyebileceği gösteriliyor. Bu durum bazı engelli insanlar için; sanki bir şeylerin yanlış olduğunu ve engelli olmanın düzeltilmesi gereken bir şey  olduğu gibi olumsuz bir mesaj verdiği için tepki görüyor. Super/Man; The Christopher Reeve Story’nin sonunda gördüğümüz üzere, Amerika’da yürürlüğe giren “Christopher & Dana Reeve Felç Yasası” sayesinde Reeve’lerin ismi, hala birçok engelli bireye destek sağlayarak umut olmaya devam ediyor.

Super/Man: Christopher Reeve Story, benzersiz kayıtları ve ilk kez duyduğumuz anekdotlarıyla Christopher Reeve’in hayatına dair geniş bir anlatım sağlıyor. Reeve’in kaza sonrasında hayatıyla kamera aracılığıyla yüzleşmeye devam etmesi filmin en etkileyici kısımlarından. Belgeselin sahip olduğu kayıt yelpazesi geniş kapsamlı olduğu için bu durum anlatımın gücünü pekiştiriyor. Reeve’in kendi sesinden duyduğumuz anlar ise birinci ağızdan etkili bir aktarım sağlıyor. Çocuklarının kişisel paylaşımları ise filme dokunaklı ve buruk bir ton katıyor. Bir zamanlar tüm dünyada yenilmez bir kahraman olarak tanınan Reeve’in, büyük acılara rağmen vazgeçmeyen ruhunu görmek, onun gerçek bir kahraman olduğunun göstergesi oluyor.


Ahmet Duvan‘ın diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.

The Wild Robot: Büyümek ve Annelik Üzerine

Heretic: İnanç ve Kontrol Gerilimi

 

Ahmet Duvan

The Wild Robot: Büyümek ve Annelik Üzerine

Previous article

Like a Dragon: Yakuza: Yetersiz Bir Adaptasyon

Next article

Yorumlar

Yorumlar kapatıldı.

You may also like