0
Hepimiz hayatımızın bir döneminde, hatta belki de her dönemimizde şu soruyu sorarız: “Niye kimse beni anlamıyor?” ve en korkuncu da şudur: “Ya hayatım boyunca hiçbir zaman anlaşılmadıysam ve etrafımdaki hiç kimse beni, gerçek beni bunca zaman görmediyse?” Beef merkezine tam olarak bu soruları alıyor. Park yerindeyken, giriş – çıkışlarda anlaşamayan iki karakterin birbirine duyduğu nefretle başlayan mücadele, birbirlerinin hayatını mahvetmeye doğru giderken, kime, ne hissedeceğinizi bilemeyeceğiniz ama sonunda her karakterden kendinizde de bulacağınız, komik olduğu kadar duygusal açıdan vurucu, suç dünyasını içinde barındıran, hatta bir yönde artık korkuya dahi kayan özel bir diziye davetlisiniz.

Danny ve Emmy: Optimist Kamuflajlı Pesimistler

Danny kendi çapında işi olan, evlere tamire giden, para konusunda soru yaşayan, özel hayatı tepetaklak olmuş, dışarıda her an rastlayabileceğiniz bir kişidir. Emmy ise kariyerini inşa etmiş, iş dünyasında yavaş yavaş yükselen, gözlerin onda olduğu bir alımlı kadındır. İki karakter de hayatını birbirlerinden farklı yaşıyor olsalar da, hatta Emmy çok daha rahat bir konumda olsa dahi, hayattan memnun olmamak, ailen ve iş arkadaşların tarafından anlaşılmamak, özellikle de sizi yetiştirenlere borçlu hissetmek ve devamlı fedakarlık yapma zorunluğu herkesi aynı yere götürür, orası ise depresyon. Kısacası, Danny ve Emmy, onları bekleyen geleceğe sıkıca tutunuyor gibi görünen, iyimser kalmak zorunda olan ama iç dünyalarında kötümserliği kabul etmiş, birbirlerini bulmayı ve birbirlerini anlamayı bekleyen iki kişi konumunda. Birbirlerinin hayatlarına verecekleri zarar, banal hale gelmiş, monotonlaşmış yaşamlarına eksik olanı getirecek, heyecan ve mücadele. Bu mücadelenin merkezinde yatan ise öfke kaynaklı. Çünkü yalnız hissetmenin, rol yapmanın, konuşamamanın, bir şeyleri açıklayamamanın getirdiği bunalım kişide öfke problemleri ortaya çıkarır ve öfke bizim bir numaralı düşmanımızdır. İki numaralı düşmanımız ise öfkemizin farkında olan, öfkemize oynayan, onu kontrol eden kişilerdir. Beef ise bunu harika bir şekilde yansıtıyor.
Beef Arakat Mag

Diziye Sözleriyle Hizmet Eden Şarkı Seçimleri

Beef, karakterleri ve hikayesiyle kendini her bölümde daha da büyüten bir diziyken, aynı zamanda şarkı seçimleriyle de beni büyülemeyi başardı. 2000’lerin rock müziğiyle büyüdüyseniz, Beef’in bu bağlamda da sizi şaşırtması çok doğal olacak. Özellikle “Hoobastank – The Reason” da yer alan
“I’m sorry that I hurt you, it’s something I must live with everyday. And all the pain I put you through, I wish that I could take it all away. And be the one who catches all your tears” sözleri. Ayrıca
“Incubus – Drive” da yer alan “And I, can’t help but ask myself how much I’ll let the fear, take the wheel and steer. It’s driven me before and seems to have a vague, haunting mass appeal but lately I’m beginning to find that I should be the one behind the wheel” şarkı sözleri öyle anlarda yer alıyor ki, hali hazırda sahip olduğunuz karmaşık hislere bir yenisini ekliyor ve daha fazla düşünmeye itiyor. Dizi bittiğinde ise bu sözlerin sizde kazanacağı anlam çok daha farklı yerlere geliyor, çünkü final bölümünün sonunda düşeceğiniz boşluğa hazır değilsiniz.

Beef Arakat MagYönetmenlik, Senaryo Yazımı, Diyaloglar ve Oyunculuklar Kusursuza Yakın

Beef’in özgün bir yapım olduğunu açıkça söyleyebilirim, günümüzde fazlasıyla çoğalan, her hafta bir yenisi farklı farklı platformlar ve kanallar tarafından yayınlanan diziler arasında parlamayı son derece hak ediyor. Steven Yeun ve Ali Wong’un karakterleri bambaşka boyuta taşımaları, onları ödül sezonunda çokça göreceğimizin habercisi oldu. Dizi yaratıcısı Lee Sung Jin’in kalemi oldukça güçlü, sadece hikayenin katmanlı olarak sizi şaşırtması yetmiyor, dizideki tüm karakterler arasında geçen her diyalog çok doğal, bu da apayrı bir zevk katıyor. Ayrıca Lee Sung Jin’in kendisi dahil, diğer bölümlerde de yer alan her yönetmen ve elbette görüntü yönetmeni muazzam iş çıkarmış. Sonuç olarak Beef, sinematografik açıdan da ön plana çıkmak hiç zorlanmıyor. Özellikle bölüm başları için hazırlanan title card’lardan gözünüzü alamayacaksınız, birbirinden harika sanat eserleri var.

Beef Sevenlere bir de Ufak Film Önerisi: Relatos Salvajes (2014)

Zor durumlarda kalan ve çıkmazda hisseden insanların, o anlardaki davranışlarını ve varabilecekleri uç noktaları son derece güçlü bir anlatıyla izleyiciye sunan Relatos Salvajes (Asabiyim Ben), Beef sonrası üzerine iyi gidebilecek muhteşem bir Arjantin – İspanyol ortak yapımı. Tıpkı Beef gibi, komedi, dram ve gerilimi istisnasız biçimde, harika şekilde harmanlıyor. Göz atmanızı öneririm.
Ferit Doğan’ın tüm yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Büyük Güç, Büyük Sorumluluk | Spider-Man: Across the Spider-verse

Klasik Hikayeye Ürkütücü Bir Bakış: The Boogeyman

Battlestar Galactica: Uzay Dizilerinin Öncüsü

Previous article

Haziranda Başka Sinema’da!

Next article

You may also like

Comments

Leave a reply

More in Televizyon