0

Zihne Giriş

Hollywood’un dahi olmayan çılgın çocuğu Robert Rodriguez 2019 yılından çektiği Alita: Battle Angel’dan 4 yıl sonra bir uzun metraj filmle karşımızda. Aradan geçen 4 yılda boş durmayan Rodriguez, The Mandolorian ve The Book of Boba Fett gibi başarılı iki dizide yönetmenlik yaparken Billie Eilish’in hayatını anlatan bir belgeselde yönetmişti. Geçtiğimiz günlerde vizyona giren Hypnotic ise Rodriguez’in ve Ben Affleck’in en kötü filmlerinden biri. İkilinin kariyeri kötü filmlerle doluyken, Hypnotic çıtayı aşağı çekmeyi başarmış.

Bir polis olan Danny Rourke’un (Ben Affleck) küçük kızının kaçırılmasından sonra hayatı yıkılmıştır. Bir terapi seansının ardından aldığı ihbar sonucu banka soygununu durdurmaya giden Rourke, Dellrayne kod adlı (William Fichtner) kişinin sadece insanlarla konuşarak onları kontrol edebildiğini fark eder. Dellrayne ve kızı arasında bir bağlantı kurmaya çalışan Rourke’un yolu bir falcı olan Diana Cruz (Alice Braga) ile kesişir. Kendini derin devlet ve özel yetenekli insanlara karşı bir maceraya karşı bulan Rourke’un bu hengameden kurtulması hiçte kolay olmayacaktır.

Hynotic Arakat Mag

Zihin Avına Çıkmak

Hypnotic, çok fazla filmden fikir ödünç alan bir film. Senaryo’yu Max Borenstein ile ortak yazsa da hikaye tamamen Rodriguez’e ait. İlk 15-20 dakika Max Payne tarzı (Ben Affleck’in ceketi ve saç tarzı da karaktere çok benziyor) bir depresyondaki kayıp polis hikayesi olarak gidiyor. Banka soygunundan sonra kendimizi X-Men ve Stranger Things karışımı bir filmin içinde buluyoruz. Bu kısımda, hipnoz yeteneğine sahip insanların, diğer normal insanları tek bir kelimesi ile tamamen kontrol ettiğiniz görüyoruz.

Filmin son 20 dakikasında ise, Rodriguez art arda 5-6 tane twist yaparak filmi karman çorman ediyor. Ve bu twistlerin hiçbiri küçük twistler değil. Her twistte film baştan yazılıyor. Açıkçası bazı twistleri beğensem de, 90 dakikalık bir film olmasına rağmen ilk bir saat bittiğinde filmle sizin aranızdaki ilişki de bitmiş oluyor. Bu sebeple twistler de umrunuzda olmuyor.

Filmin görselliği de hiç iç açıcı değil maalesef. Kahverengi ve tozlu bir görüntü bizi karşılıyor sürekli. Film birbirinde farklı mekanlar kullansa da, mekanların hepsi çok basit ve kalitesiz görünüyor. Hypnotic bir filmden çok, 2000’li yıllar dizilerinde olan görsel ve mekânsal kalite ve hissiyatta sahip. Yine aksiyon sekansları da Arka Sokaklar’dan hallice.

Hynotic Arakat Mag

İnişli Çıkışlı Kariyerler

Emekli Batman’imiz Ben Affleck, kariyeri ilginç biri. Kendi yönettiği ve yazdığı filmler ne kadar iyi ise sadece oyunculuk yaptığı çoğu film de ya vasat ya da kötü. Hollywood’da bu kuralın tam tersi geçerlidir aslında. Tom Hanks, Jodie Foster ve Ryan Gosling gibi isimler yönetmenliğe soyunup, yönetmenlik maceralarını bir daha ağızlarına almayan isimler. Hollywood’da iyi oyuncu kötü yönetmen örneği çok ama Ben Affleck gibi tam tersi örnek pek fazla değil.

Alice Braga ise, Hollywood’da kendine yer bulamayan isimlerden biri. Bir ara Michelle Rodriguez gibi sert kadın karakterler oynamaya çalışsa da bu serüven pek uzun sürmedi. İyi filmleri olsa da, kendisinin başrol olduğu bir filmi yok denecek kadar az. Filmin kötü adamı Dellrayne ise (William Fletcher) ise toplam 5 diyaloğa sahip, herhangi bir motivasyonu ve etkileyiciliği olmayan sıradan bir karakter.

Rodriguez kariyerinde, El Mariachi, From Dusk Till Dawn, Machete, Planet Terror, Alita: Battle Angel gibi kült ve özel filmlere sahip, Sin City gibi bir başyapıt çekmiş bir yönetmen. Fakat bir yandan da Spy Kids ve Hypnotic gibi kötü filmlere sahip, çok enteresan bir yönetmen.

Hollywood’da gerilla film yönetmenliğinin Tarantino ile beraber en önde gelen isimlerinden biri. Film çekebilmek için kanını satan bir sinema aşığı kendisi. Fakat yukarıda övülen filmlere de bakınca, Rodriguez bir filmi kendi yazdığı zaman o filmin iyi bir film olma ihtimali çok düşük oluyor. Kalemi kuvvetli bir isim olmadığı çok net. Bir de arada bir karavana atma huyu da olunca, Hypnotic dalga geçilecek seviyede bir film olmuş. İzlemenizi pek tavsiye edemem.

 

Batuhan Oğuz’un tüm yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Beau is Afraid: İnsan, Yaşamı Boyunca

Kurşun Kadar Hızlı: Bullet Train

4

Batuhan Oğuz

Beau is Afraid: İnsan, Yaşamı Boyunca

Previous article

The Banshees of Inisherin – Film Review

Next article

You may also like

Comments

Leave a reply