22. kez sonbaharda sinemalara gelen Filmekimi, bu yıl 13-22 Ekim’de yapılacak ve Cannes’dan Venedik’e Berlin’den Toronto’ya saygın festivallerde dünya prömiyerini yapan ödüllü filmleri sinemaseverlerle buluşturacak.
Biletlerin ön satış ve genel satış tarihleri şu şekilde;
- 4 Ekim Çarşamba– Siyah Lale Kart üyelerine özel ön satış tarihi
- 5 Ekim Perşembe – Beyaz Lale Kart üyelerine özel ön satış tarihi
- 6 Ekim Cuma – Kırmızı Lale + Kırmızı Lale Kart TEK üyelerine özel ön satış tarihi
- 7 Ekim Cumartesi – Genel Satış
İzmir için de 20-22 Ekim tarihleri arasında Paribu Cineverse Konak Pier‘de film gösterimleri gerçekleşecek.
Filmekimi programında yer alan filmler ise açıklanmaya başlandı. Şimdiye kadar açıklanan filmleri aşağıda sizin için sıraladık.
Anatomy of a Fall
76. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazanan Anatomy of a Fall Filmekimi‘nde!
Justine Triet imzalı gerilim, kocasını öldürmekle suçlanan Sandra’nın mahkeme sürecine odaklanıyor.
The Zone of Interest
Jonathan Glazer‘in 10 yılın ardından sinemaya dönüşü The Zone of Interest Filmekimi ‘nde!
76. Cannes Film Festivali‘nde Büyük Ödül’ü kazanan film, kötülüğün sıradanlığına dair alışılmadık bir bakış sunuyor.
The Pot Au Feu
Tran Anh Hung‘a 76. Cannes Film Festivali‘nden En İyi Yönetmen ödülü getiren The Pot Au Feu, 1800’ler Fransa’sında geçen sıradışı bir tarihsel dram.
Uzun uzadıya reçete paylaşma, yemek hazırlama, sunma ve en nihayetinde yeme ritüellerinden oluşan bu film, seyircinin aklını başından alan sahneler arasında son derece etkileyici bir aşk hikâyesi de anlatıyor. Gurme Dodin ve aşçısı Eugénie’yi Benoît Magimel ve Juliette Binoche canlandırıyor.
Fallen Leaves
Fin usta Aki Kaurismäki‘nin Cannes‘da herkesin yüreğini ısıtan ve Jüri Ödülü’nü kazanan son filmi, dünyanın geldiği hali dert edinen tatlı ve hüzünlü bir romantik komedi.
Helsinki’de bir gecede iki yabancının tesadüfi karşılaşması; Kaurismäki‘ye has sessiz kopukluklar, Nordik mizah, melankoli ve şarkılarla dolu.
Monster
Sıradışı aileleri filmlerine konu eden Japon usta Kore-eda, bu kez bir kasaba okulundaki olayları, üç kahramanının gözünden anlatıyor.
Yuji Sakamoto‘nun yazdığı senaryosuyla Cannes‘da ödül kazanan Monster‘ın müzikleri ise Mart 2023’te hayatını kaybeden efsanevi müzisyen Ryuichi Sakamoto imzasını taşıyor.
Perfect Days
Adını Lou Reed‘in eşsiz klasiği “Perfect Day“den, ilhamını bir kentsel yenileme projesinden alan Perfect Days, günlük hayatın güzelliklerini keşfe çıkan dingin bir başyapıt.
Etkileyici performansıyla Cannes Film Festivali‘nde En İyi Erkek Oyuncu ödülü kazanan Kôji Yakusho, işini mutluluk ve benzersiz bir disiplinle yapan bir umumi tuvalet temizleyicisini canlandırıyor.
The Teacher’s Lounge
Dünya prömiyerini Berlin Film Festivali’nin Panorama bölümünde yapan Öğretmenler Odası, Almanya’nın bu yılki Oscar adayı.
Yönetmen İlker Çatak, bir okulda arka arkaya gerçekleşen hırsızlık olaylarını çözmeye karar veren öğretmen Carla’nın yaşadıkları üzerinden Almanya’da ırk ve kimlik meselelerini ele alıyor.
Inside the Yellow Cocoon Shell
Toplumsal ön yargılardan kurtulmak, kendi gerçek benliğimizle yeni biri olmak mümkün.
Cannes Film Festivali‘nin En İyi İlk Filmi seçilerek Altın Kamera Ödülü’nü alan Altın Kozanın İçinde‘nin başkahramanı Thien’in büyüleyici manzaralarla dolu yolculuğu ona bu fırsatı verecek. Kendisinin bile unuttuğu anılar, bastırdığı arzuların yüzeye çıktığı rüyalar ve hayallerle kendi varoluşunu sorgulatacak.
How to Have Sex
Bu yılki Cannes‘ın Belirli Bir Bakış bölümünde En İyi Film ödülünü kazanan Nasıl Seks Yapacağız?, Güneş Sonrası‘nın görünmeyen yüzü gibi.
Kadınlar arası dostluğa odaklanan, gençlerin cinsel hayatlarına düşünceli ve mesafeli bir bakış atan bunu yaparken de klişeler tuzağına düşmeyen bir büyüme hikâyesi. Yönetmen Molly Manning Walker‘ın deyimiyle bu film hayatlarımızın en iyi ve en kötü zamanlarını içeriyor. Çıkış noktasını ise şöyle dile getiriyor:
“Lise arkadaşlarımla buluştuğumuzda kız kıza çıktığımız tatilleri andığımızda anlatılanların seks hakkındaki düşüncelerimizi nasıl da etkilediğini fark ettim.”
May December
Cennetten Çok Uzakta, Beni Orada Arama ve Carol gibi filmlerle tanınan Todd Haynes, Julianne Moore ile tekrar bir araya geldiği May December‘da Natalie Portman‘ı da Moore ile birlikte başrole taşıyarak heyecanımızı perçinliyor.
Film, yıllar önce 13 yaşında bir çocukla ilişki yaşaması ve sonrasında evlenmesi bir skandala sebep olan Gracie ve onun hayatını anlatan bir filmde başrol oynayacak aktris Elizabeth’in yollarını kesiştiriyor.
The Book of Solutions
Sil Baştan filmiyle sevdiğimiz Michel Gondry, sekiz yıl sonra beyaz perdeye dönüyor!
The Book of Solutions‘ta yönetmen kendi deneyimlerinden esinlenirken zor durumdaki bir sinemacının komik bir portresini çiziyor.
Alter-egosu olan bipolar ve paranoyak yönetmen Marc, ekibini taşraya taşıdıktan sonra yaratıcılık dalgası yıkıcı bir fikir fırtınasına dönüşüyor ve kendisi dahil herkesi çıldırtıyor!
Fremont
Eleştirmenlere göre ”Jim Jarmusch filmlerine benzer bir hava estiren” Fremont, gerçek hayatta da Afganistan göçmeni olan Anaita Wali Zada ve The Bear ile büyük ilgi çeken Jeremy Allen White‘ı bir araya getiriyor.
Kendisi gibi göçmenlerle birlikte aynı binada oturan Donya’nın yalnız geçen heyecansız hayatı; çalıştığı yerde sattığı kurabiyelerin içine yerleştirdiği fallarla dünyaya mesajlar gönderdiğinde değişmeye başlayacak!
The Settlers
Tarih kitaplarından silindiği gibi Şili’nin ulusal hafızasından da kaybolan bir soykırımı konu alıyor.
Felipe Galvez, hakikatle resmi tarih arasındaki farkı su yüzüne çıkararak çarpıcı bir dönem filmine imza atıyor.
Four Daughters
Four Daughters ‘ta izleyicisini gördüğü gerçekliği sürekli sorgulamaya iten Kaouther Ben Hania, belgesel ve kurmacanın iç içe geçtiği bir yapı kuruyor.
Cannes‘da Altın Palmiye için yarışan bu ödüllü belgesel: aile, hafıza, travmaların kuşaktan kuşağa aktarımı, kadın dayanışması, umut ve şiddet gibi kavramlara değinerek toplumsal yapıyı sorguluyor.
Olfa’nın iki kayıp kızını profesyonel oyuncular canlandırırken; geride kalan iki küçük kız da kendilerini canlandırıyor. Olfa’nın zorlandığı anlarda ise profesyonel bir oyuncu onun yerini alıyor. Ailenin yaşadığı kaygılar bir terapi seansı gibi perdeye yansıtılıyor.
Last Summer
2000’lerin başında Kız Kardeşim filmiyle ses getiren Catherine Breillat, Cannes‘da Ana Yarışma’da gösterilen yeni filminde yine mayınlı bölgelerde geziyor.
Danimarka yapımı Queen of Hearts‘ın yeniden çevrimi olan Geçen Yaz, kocasının 17 yaşındaki oğluyla ilişki yaşamaya başlayan Anne’in hikâyesini anlatıyor. Breillat, uyarladığı hikâyedeki yalanları ve değişen dinamikleri arka plana atıp, tutkunun ve aşkın filtresiz bir portresini çizmeye odaklanıyor.
A Brighter Tomorrow
2001’de Altın Palmiye‘yi kazandığı Cannes Film Festivali‘ne onuncu kez katılan İtalyan usta Nanni Moretti, Güzel Günler‘de komedi türüne dönüyor ve sıkılıp sıkışmış bir yönetmeni canlandırıyor.
İtalyan Komünist Partisi’nin üyelerine odaklanan bir dönem filmi çekmek isteyen fakat her şey aleyhine işleyen bir film yönetmeninin, Giovanni’nin hikâyesini anlatıyor.
The Delinquents
Monoton hayatlarından bezen banka memuru iki arkadaş, çalıştıkları bankayı soyarak kendilerini kurtarmaya karar verir. Peki bu para, Román ile Morán’ın mutluluğu için yeterli olacak mıdır?
Sinemasal niteliğinden ödün vermeden komediyi başarıyla sırtlanan Kabahatliler, içimizi karartan suçluluk hissini hayata, gerçek özgürlüğe ve nasıl paraya mahkûm olduğumuza dair umut dolu bir öyküye dönüştürüyor.
The Old Oak
Ken Loach‘ın son filmi olacağını söylediği Umudunu Kaybetme, Cannes Film Festivali‘nde Altın Palmiye için yarıştı.
İngiltere’nin kuzeydoğusunda bir maden kasabasında geçen film madenin kapanmasının ardından sistem tarafından gözardı edilenlerin hikayesini anlatıyor. Duygusal olduğu kadar iyimser bu filmin odağında da kasabanın tek pub’ı The Old Oak yer alıyor.
A Difficult Year
Can Dostum ile gişe rekorları kıran Éric Toledano ve Olivier Nakache Zor Bir Yıl‘da, dibe vururken bile yaşamaya değer bir şeyler bulmanın mümkün olduğunu bize gösteriyor.
Hayatlarını düzene sokmak için bir danışmana giden Bruno ve Albert, bir grup genç yeşil aktiviste denk gelirler. En başta bedava birayla cipsin cazibesine kapılan ikili, dava uğruna olmasa da bu ekolojik hareketin saflarına katılıverir.
Inshallah a Boy
Amjad Al Rasheed‘in bu ilk uzun metrajı Cannes‘da gösterilen Ürdün yapımı ilk film oldu.
Filmin başkahramanı Nawal’ın kocası aniden ölünce genç kadın, kızının geleceğini ve evlerini kurtarabilmek için kocasının mirasına sahip çıkmak ister. Ancak erkek çocuk sahibi olmanın her şeyi değiştirdiği bu toplumda mücadelesi git gide zorlaşan Nawal, korkularıyla yüzleşmekle kalmayıp ahlaki değerlerini de sorgulamak zorunda kalacaktır.
Homecoming
2021’de Yol Ayrımı ile izlediğimiz Catherine Corsini Eve Dönüş ile yeniden Filmekimi‘nde!
Parisli zengin bir ailenin çocuklarının bakıcılığını üstlenen Khédidja, kızını da yanına alarak yaz boyu Korsika’da kalmak zorunda kalır.
On beş yıl önce çok fena koşullarda ayrıldıkları bu adaya dönmek hepsi için sarsıcı olacaktır: Kızlar yaz mevsiminin cazibesine kapılıp ilk aşklarını yaşarken Khédidja da karanlık geçmişiyle yüzleşecektir.
Jeanne Du Barry
Kimsenin istemediği, halktan bir kız, hayattan bıkmış bir kral ve tarih kitaplarına geçmiş bir saray skandalı…
Cannes Film Festivali’nin açılışında gösterilen bu çarpıcı dönem filmi Fransa Kralı 15. Louis‘nin metresi, filme adını veren Jeanne du Barry‘nin yaşam öyküsünden esinleniyor. Yönetmen ve senarist Maïwenn, Jeanne rolünü de üstlenirken kralı Johnny Depp canlandırıyor.
Derinlikli araştırmalara dayanan ve yazımı yıllar süren senaryosuyla 35mm filme çekilen Jeanne du Barry, şatafatlı Versailles Sarayı’nı mesken tutuyor ve zarif maskeler ardındaki iktidar çekişmelerini 18. yüzyıl ile günümüz arasında köprü kurarak beyazperdeye yansıtıyor.
The Nature of Love
Zıt kutuplar birbirini çeker, farklı dünyalar aşk ile çarpışır… peki ya sonra?
Kırk yaşındaki felsefe hocası Sophia, Xavier ile birliktedir. Galeri açılışlarından yemek davetlerine, on yıldır herkesin örnek gösterdiği bir çift olmuşlardır. Sonra bir gün taşrada aldıkları yeni evi elden geçirmesi için marangoz Sylvain ile anlaşırlar. Sylvain ile Sophia’nın tanışması tüm taşları yerinden oynatır.
Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümünde ilk gösterimini yapan Aşkın Tabiatı, romantik sevgiyi sosyal bir gerçeklik olarak büyük bir ciddiyetle konu alırken bir yandan da komediyi elden bırakmıyor.
Filmekimi Yaklaşıyor!
Diğer içeriklerimize ulaşmak için buraya tıklayınız.
Arakat Mag Discord sayfamıza üye olmak için buraya tıklayınız.
Comments